Perşembe günü öğle vakti yaşadığımız, AFAD’a göre 5. 8’lik, Kandilli’ye göre 6’lık, yani nispeten küçük sayılabilecek bir depremin yarattığı panik havasını görünce, ekranları dolduran uzmanların kaçınılmaz gördükleri büyük İstanbul depreminde neler yaşanabileceğini düşünmek bile insanın kanını donduruyor. Sarsıntı hissedilir edilmez kendilerini can havliyle sokaklara atan ve yakınlarından haber alma telaşına düşen insanların derhal cep telefonlarına sarılmaları yüzünden bütün şebekelerin iflas ettiğini yaşayarak gördük. Allah korusun, daha büyük bir felakette, 1999 depremindekine benzer bir haberleşme krizinin yaşanması halinde vahim sonuçlarla karşılaşılacağını tahmin etmek zor değil. İlgili kurumlar herhalde bir çözüm düşünmüşlerdir. *** Depremin ardından telefonların çalışmadığına dair şikayetler işitmeye başlayınca 1999 depreminden kısa bir süre sonra Telsiz ve Radyo Amatörleri Cemiyeti (TRAC) başkanı Aziz Şasa’yla görüşerek kaleme aldığım “Aziz Bey’in Telsizleri” başlıklı yazımı hatırladım. TRAC, kriz anlarında en emniyetli haberleşme araçlarının hâlâ ve radyo ve telsiz olduğuna inanan –ki öyledir- amatörlerce kurulmuş gönüllü bir kuruluştur. Rahmetli Ayşe Şasa’nın kardeşi olan ve cemiyetin genel başkanlığını sürdüren Aziz Bey, 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinin yirminci yıldönümü vesilesiyle yaptığı bir açıklamada TRAC’nin gösterdiği performansı hatırlattıktan sonra güzel haberler veriyor: “Bu felaketlerden alınan dersler, ‘Hizmet Grubu’ yapısını temel alan Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) belgesinin yürürlüğe sokulması sonucunu doğurmuştur. TAMP belgesinin oluşturulması konusunda atılan kararlı ve sistematik adımları da dönemin AFAD Başkanı ve şimdinin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Dr. Fuat Oktay’ın dirayetli yaklaşımına borçluyuz.