Birkaç hafta önce Hakkı Süha Gezgin’in Mütareke Devri’nde Beyazıt’taki Sahaflar Çarşısı’nın nasıl acıklı bir çöküşü yaşadığına dair yazdıklarını nakletmiştim. Daha önceki yazılarımdan birinde insan-kitap ilişkisinin çeşitli tezahürlerinden, başka birinde de Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu’nun bir yazısından hareketle Cumhuriyet’in ilk yıllarında sahaflığın ve sahafların nasıl görüldüğünden söz ettiğimi hatırlarsınız. Sahaflar Çarşısı’nın, Cumhuriyet tarihi boyunca 1928 öncesine açılan zaman tünellerinden biri olduğunu söyleyebilirim. Nizamettin Nazif, bu tünelin kapatılmasını istiyordu. Ama her şeye rağmen sahaflar ve sahaflık yaşamaya devam etti ve Sahaflar Çarşısı eski canlılığını zamanla yeniden kazandı.