Odunpazarı Modern Müze’nin açılışında birçok sanatçıyla tanışma imkânı bulmuştum. Bunlardan biri halen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık Dairesi Başkanlığı Engelliler Müdürlüğünde görev yapan, kendi atölyesinde de sanat çalışmalarını yürüten Engin Beyaz’dı. Ferdi sergilerinin yanı sıra yüze yakın karma sergiye katılan ve çok sayıda eseri çeşitli koleksiyonlardan yer alan Beyaz, aynı zamanda Engelliler Müdürlüğünün merkezlerinde eğitim almakta olan sekiz yüz civarında engellinin sanatla ilişki kurarak kendilerini ifade etmelerini sağlayan öğretmenlerden biri ve üretilen eserlerin etkileyici bir şekilde kamuoyuna sunulmasını sağlayan bir küratör… İlk olarak 2011 yılında 12. İstanbul Bienali’nin ‘Paralel Etkinlikler’i kapsamında ‘Zihinsel Engelliler Çağdaş Sanatla Buluşuyor’ adlı serginin küratörlüğünü yapan Engin Beyaz, 16. İstanbul Bienali’nin devam ettiği şu günlerde, Taksim’deki Cumhuriyet Sanat Galerisi’nde ‘Zihinsel Engelliler Çağdaş Sanat Sergisi’yle, bienale katılan yerli ve yabancı sanatçılara adeta meydan okuyor. Sergiye meşhur masalın kahramanı dünya güzeli Rapunzel’in hapsedildiği kulenin penceresinden sarkıttığı uzun saçlarını aralayarak giriyor ve kendinizi adeta rengarenk bir masal dünyasının içinde buluyorsunuz. İstanbul’da yaşayan ve Engelliler Müdürlüğünün merkezlerinde eğitim gören farklı engelli gruplarından öğrencilerin resimden heykele, ebrudan seramiğe, Video Art’tan enstalasyona, bir yıl boyunca çalışarak ortaya koydukları ve çoğunda atık malzemeleri kullandıkları eserler hakikaten göz kamaştırıyor. Engin Beyaz, bu ay sonuna kadar açık kalacak olan bu sergiye basının ilgi göstermediğini, bu yüzden ziyaretçi sayısının sınırlı olduğunu, fakat bienale katılan sanatçıların zaman zaman uğradıklarını, engelli sanatçıların eserlerini görünce çok etkilendiklerini söyledi. Ben de sergiyi gezerken ister istemez Şeyh Galib’in ‘Kendine hoşça bak, sen âlemin özü, bütün varlıkların gözbebeği olan insansın’ anlamındaki beytini düşündüm. Eğer ruhlarına nüfuz edilebilirse, sıradan zannettiğimiz insanların, hatta ‘zihinsel engelliler’in bile iç dünyalarındaki zenginlikler rahatlıkla keşfedilebilir.