Başka hiçbir yere benzemez Başkent Ankara için ortaya çıkan
“İşin Özü Özhaseki Sözü” broşürü, bu seçimin iyi bir özeti. İktidar
partisi AKP’nin adayı Özhaseki’nin sözünün özü, broşürdeki
fotoğraflardan belli. Avusturalyalı öğrencilerin fotoğraflarını
Ankara bebelerine verdiği vaatlerde kullanan, Türkiye’nin
Ankara’daki mobilya dünyası Siteler’i yabancı bir ev eşyası
satıcısı şirketin vitrin fotoğrafıyla anlatan kes-kopyala-yapıştır
acayiplik.
Örnek çok.
Akılsız büyükşehir belediyesi yasası yürürlükte, ama partilerle
adaylar ‘akıllı kentler’ yapma sözü veriyorlar. Meydansız
kentlerimiz, dizkıran kaldırımlarımız, hür otoparka dönüşmüş
sokaklarımız başka bir memleketin gerçeğiymiş gibi. Kaldırımı
yoldan ayırmak için plastik babalar dikmeyi çözüm gören
belediyecilerin akıllı kent tasarımı nasıl bir şey olur ki?
Yıkılmış bedene kimsenin aldırdığı yok, içine akıl yerleştirmeye
kalkışan ise çok.
Henüz yaşayan çarşılara karşı AVM’ler ve AVM’lerin otobanımsı
yolları her yeri kaplarken, partilerin ‘tarihi ve kültürel mirası’
korumaktan söz eden bildirgeleri de bir o kadar hayret verici.
Henüz işlevi canlı olan özgün kurumlarımızı tarumar edenlerin,
işlevsiz tarih-kültür mirasına karşı duyarlı olduklarına nasıl
inanırız? Daha yaşadığı yeri tanımlayamayan, neyin korunup
geliştirileceğine neyin değiştirileceğine karar vermemiş kadroların
kamu gücü kullanmaları kadar ürkütücü bir şey yok.
2012 yılında kabul edilip 2014’te uygulamaya giren, ne toprağa ne
nüfusa uygun büyükşehir modeli hem megapolis İstanbul’da...