Yeni cumhurbaşkanı yemin edecek. O anda, ülkenin 21 bakanlığı
hukuki altyapısını yitirmiş olacak. Herhalde aynı anda bakanlıklara
yeni hukuki çerçeve çizen “1 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi”
ilan edilecek. Böylece devlet yapımızın ana çekirdeği sıfırlanmış
olacak. İşleyişin ayrıntıları, ardından gelecek yönetmeliklerde
işlenecek.
Bu gelişmelerde iki nokta dikkat çekici.
Bunlardan biri, 16 Nisan anayasa değişikliğindeki temel bir
boşluğun daha şimdiden kendini göstermesi. Öbürü yeni devlet
örgütlenmesinde benimsenmiş görünen zihniyet.
16 NİSAN’IN BOŞLUĞU
Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri İbrahim
Kalın’Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’ni açıklayacağız’diyor.
Başkaları da “Kabine”den söz ediyor. Ne var ki, getirilen başkanlık
modelinde kabine, yani hükümet yok.
Anayasal olarak var olmayan “hükümet/kabine”, nasıl
açıklanacak?
Gerçekten, yapılan anayasa değişikliğinde “Kabine” diye bir
kurum yok! Tek tek bakanlar ve cumhurbaşkanı var. Bunlar
istedikleri yerde, tümü bulunmak zorunda da değil, bir sefer şu
birkaçı, bir başka sefer öbür birkaçı her daim bir araya
gelebilirler. Beştepe’nin herhangi bir salonunda ciddiyetle
toplanabilirler ya da daha gayrı ciddi ortamlarda bir öğlen
yemeğinde, hatta piknikte birlikte oturup konuşabilirler. Önemi
yok. Çünkü bunların ortak karar alma yetkiside
ortak sorumluluk yükü de yok. 16 Nisan 2017
anayasa değişikliği böyle.
Şimdi ‘kabine’ lafının yetkililerin diline pelesenk olması,
hükümetsiz hükümet modelinin yaşamda kendine yer bulamadığının
a&cce...