Anlamı karışık fikirleri hiçbir zaman öyle ortada bırakmamak gerek. Karışık fikrin direngenliği de verdiği zararın boyutları da başka bir şeye benzemiyor. Prens Sabahattin’in yüz yıl önceki “demokrasi” fikri bu duruma iyi örneklerden biri.
***
O vakitler, daha Osmanlı Devleti döneminde Prens Sabahattin özel girişim ve yerelcilik anlamında “teşebbüsi şahsi” ve “ademi merkeziyet” savunucusuydu. Osmanlı devleti ademi merkeziyete göre yeniden düzenlensin diyordu. Ona karşı çıkanlar da “sen hem toplumu hem devleti parçalamaktan söz ediyorsun” diyorlardı. Prens Sabahattin’in savunması tahmin edilebileceği gibiydi. Aksine, parçalanmayı benim dediğim önler, hem de kalkınırız...
***
Prens Sabahattin diyordu ki, ademi merkeziyet, yerelcilik bir terim, kendi deyişiyle “tabir”. Bunun iki aracı ya da yine onun deyişiyle iki “tarif”i var. Biri, devlet yönetiminde görevleri ayırmak demek olan “tefriki vezaif”, öbürü de devlet yönetiminde yetkileri genişletmek olan “tevsii mezuniyet”. Ona göre, merkeziyetçiliği ortadan kaldırmayı sağlayacak ve ademi merkeziyetçiliği getirmemizi mümkün kılacak iki alet bunlardı.
Prens Sabahattin’in dediği, dört başı mamur bir eyaletleşme formülüydü.