Avrupa sömürgecileri ile onları izleyen Amerikan
emperyalizmi, ona olumlu ve yüceltici anlamda Şark Efsanesi
diyorlar. Hayranları ve yandaşlarının “bataklıktaki çiçek”
dedikleri bu kurum, nesnel görüntülü uzmanlarca uzun süre “bu
yalnızca idari ve mali bir kurumdur, siyasetle ilgisi yoktur” diye
savunulmuştu. Ama o, 1921-1922 yılı raporunda, kendisini Sevr
Anlaşması’na göre yeniden yapılandıracağını ilan ederek, en yüksek
siyasetin asıl oğlanlarından biri olduğunu resmen belgeye
vurmuştu.
Sonraki yıllarda, Osmanlı’yı parçalayıp Türkleri tarihe
gömmeyi amaçlayan Sevr’in mali hükümlerini onun yazdığını herkes
öğrendi. Bir hatası vardı. Sevr’i yürürlüğe sokabileceklerini
düşünmüş, Türk Devrimi’ni hesaba katmamıştı.
Duyunu Umumiye’den söz ediyorum. Osmanlı Devlet Borçları
İdaresi’nden…
*
Borç İdaresi 1881 yılında kurulmuştu. 1918 – 1923 arasında
Sevr yürürlüğe girer diye beklemişti. Karşısında Ankara Hükümeti’ni
buldu. Anadolu’dan sürüldü. Nisan 1923’e gelindiğinde İstanbul’da
bile iş göremez oldu. 24 Temmuz 1923 Lozan Anlaşması’yla
uluslararası alanda da düştü. 1924 – 1928’de paracıklarını tahsil
edemedi. 1928 yılında bir anlaşmaya razı olup Paris’e taşındı.
Adını da değiştirdi. Adı Eski Osmanlı İmparatorluğu'nun Taksim
Edilmiş Devlet Borçları Meclisi oldu.
Yeni adı ve mekanıyla, Türkiye’den ne koparabilirse koparmak
için çalışıp durdu.
*
1930 yılının ilk yarısında Times ve Daily Telegraph
gazeteleri, hiç kesmedikleri yaygaralarını iyice yükseltmişlerdi.
“TC ödemelerin ertelenmesini istiyor; dış borçların taksitlerini
geciktirecek” diye yazıp