26 Eylül 2022 tarihli köşe yazımızda İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “HDP’yi PKK yanında konumlandırıyoruz” açıklamalarını unutarak FETÖ ve HDPKK destekli CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu dolaylı olarak Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı olarak desteklediğini manidar bularak eleştirmiştik. Zira Akşener Kılıçdaroğlu ile olarak yaptığı açıklamalarda Kılıçdaroğlu’na neden destek verdiğini uzun uzun anlatmış, vefa borcu olduğunu belirtmiş. İYİ Parti’nin kuruluş aşamasında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun İYİ Parti’ye 15 milletvekili göndererek seçime girmesini sağlamasını “Ölünceye kadar şükran duyacağım. Ben sülaleme, ‘Sayın Kılıçdaroğlu’nu çocuklarıyla beraber’ vasiyet ettim” sözleri kamuoyunda Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığına destek olarak yorumlanmıştı. Her ne kadar Akşener’in direkt olarak bu yönde bir açıklaması olmamışsa da dolaylı bir destek söz konusuydu. Bir siyasi parti liderinin CHP üzerinden FETÖ ve HDPKK terör örgütlerine destek vermesi şüphesiz kendisinin veya parti organlarının tasarrufudur. Ancak geçmişte 28 Şubat sürecinde vesayet odaklarına karşı verdiğimiz mücadelede Başkan Erdoğan’ın da bir süre önce açıkça belirttiği gibi milli ve yerli bir duruş sergileyen Akşener’in yanlış anlaşıldığını varsayarak FETÖ ve HDPKK terör örgütleri ile içli dışlı ilişkiler içine girmiş Kılıçdaroğlu’nu desteklememesi ve bu yanlıştan yol yakınken dönmesi bana göre elzemdir. Zira yanlıştan dönülmemesi halinde bu leke ömür boyu kendisi ve yakınlarını takip edecektir. Aksi takdirde Akşener’in iki üç gün önce HDPKK terör örgütünü medyada kıyasıya eleştirirken ani bir dönüşle CHP ve iltisaklı olduğu terör örgütlerine verdiği desteğin araştırılması da zorunludur
DENGE VE DENETLEME AĞI VE AKŞENER BİDEN İLİŞKİSİ?
İyi Parti’nin bir dönem Medya ve Propagandadan Sorumlu Başkan Yardımcılığı’nı yapmış olan Adem Taşkaya, partide üst görevlerde bulunan birçok kişinin ABD Kongresi tarafından fonlanan