1990 yılından bu yana ABD’nin Ortadoğu’da (Irak’ta) tam 34 yıldır işgal ve sivil katliamlarla yüz binlerce sivilin hayatını kaybetmesine neden olması, 13 yıllık ağır ambargo sonucu 500 bin çocuğun öldürülmesinden bizzat sorumlu olması, milyarlarca doların işgal suikast ve katliamlar için harcanması, üstelik bu askeri müdahalenin bölgede terör örgütü DEAŞ’ın ortaya çıkmasına da zemin hazırlaması, ABD’nin yeni bir tuzağına işaret edebileceği ihtimalini her olayda göz ardı etmememiz zorunluğunu ortaya koymaktadır. Türkiye’nin milli çıkarları açısından ABD’nin zaman zaman bölgeden çekilme yönünde birtakım açıklamalar yapmasına rağmen bölgeden çekilmemesi veya bu konuda net bir tavır ortaya koymaması bu çekilme açıklamalarının stratejik veya aynı ittifak içindeki ülkelerin, Irak ve Suriye’nin işgali için desteğini alabilme amaçlı olduğunu düşündürmektedir. ABD ve İngiltere ittifakı dönemin Irak lideri Saddam Hüseyin’i toplu ölümlere sebebiyet verebilecek nükleer silahlar geliştirdiği yönünde asparagas iddialar ortaya atarak idam etmişlerdi.
ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, 5 Şubat 2003’te BM Güvenlik Konseyinde yaptığı konuşmada, “Saddam Hüseyin’in biyolojik silahlara sahip...