Türkiye, Ağustos 2016 tarihinde ve Ocak 2018’de Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı askeri harekatlarıyla Suriye’ye yönelik iki sınır ötesi askeri harekat düzenledi. Bu operasyonlarda PKK/YPG ve DEAŞ terör örgütlerine büyük zayiat verdirilerek darbe vuruldu. Bu operasyonlarla birlikte Türkiye terörle mücadele paradigmasını değiştirerek terörü ininde vurma stratejisi ile hareket etmeye başladı. Sıra Fırat’ın doğusundaki terör yuvalarına geldi. Fırat’ın doğusunda DEAŞ ile mücadeleyi gerekçe göstererek 2015 yılından bu yana PKK/YPG’ye destek veren ABD ‘nin Suriye’de 20’den fazla askeri üssü ve 2000 civarında Amerikan askeri bulunuyor. ABD Fırat’ın doğusunda PKK/YPG terör örgütüne verdiği silah mühimmat ve eğitim desteğiyle sözde düzenli bir ordu ve devlet oluşturma peşinde. Bu askeri üslerde PKK/YPG terör örgütlerine Meskun mahal çatışmaları başta olmak üzere çeşitli alanlarda eğitiliyor. Bu bölgede 60 bin civarında terör örgütü mensubu olduğu 30 bin TIR’ı aşkın silah mühimmat ve yeni nesil silahın teröristlere Pentagon tarafından gönderildiği biliniyor. Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna tek başına Amerika’ya rağmen askeri bir harekat düzenleyip düzenleyemeyeceği konusu sıkça tartışılan ve köşe yazılarında yer alan bir konu. İktidar karşıtı bazı kesimler Fırat’ın doğusuna yapılacak askeri bir harekatın ABD ile savaş anlamına geleceğini bu nedenle operasyon yapılmasını neredeyse imkansız görüyorlar. Bu nedenle Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın söz bitti açıklamasını bile blöf olarak niteleyenler çok yanıldıklarını ABD’nin Fırat’ın doğusundan askerlerini çekmeye başladığına yönelik haber ve görüntüler üzerine anlamışlardır sanırım. Başkan Erdoğan ve Trump bir gece önce yaptıkları telefon görüşmesinde Türkiye’nin Suriye’de Fırat’ın doğusuna askeri harekat düzenlemesi ve Amerikan askerlerinin çekilmesini kararlaştırmışlardı. ABD Dışişleri üst düzey yetkilisi ‘’Türklere askeri olarak engel olm...