Kılıçdaroğlu sürpriz bir şekilde Furkan Yazıcoğlu ile görüşmesinin ardından yaptığı paylaşımda “Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun oğlu Fatih Furkan ile görüştük. Babasının ölümü üzerindeki şüpheleri kaldırmak için, ciddiyetle araştırma yapacağımızın sözünü verdim. Kendisi de buna katkı sağlayacak bir dosya teslim etti. Açık yaraları kapamadan ülke huzur bulamıyor. Kapatacağız” ifadelerini kullandı. Bu görüşme neden yapılmıştı. Görüşme isteği Furkan Yazıcıoğlu’ndan mı yoksa Kılıçdaroğlu’ndan mı gelmişti? Bence önemi yok. Zira Kılıçdaroğlu, Yazıcıoğlu’nun şehit edilmesindeki şüpheleri ortadan kaldıracağını iddia ediyor. Aynı Kılıçdaroğlu, şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehadetinde dahli olan ve darbe girişimi sonrası KHK ile devletten uzaklaştırılan FETÖ’cülerin tamamını yeniden devlete alacağının sözünü de vermişti. Öncelikle FETÖ’nün merkezinde olduğu bir suikast ile karşı karşıya olduğumuz cumhuriyet savcılıklarınca yapılan soruşturmalarda ortaya dökülmüşken insan ‘ne yaman bir çelişki ve aldatma ile karşı karşıyayız’ diye düşünmekten kendini alamıyor.
GAZETECİ ALPER AKPAK, SAVCILIĞA GİTTİKTEN BİRKAÇ GÜN SONRA
ÖLDÜRÜLDÜ
‘Silahlı terör örgütü adına suç işleme, yalan tanıklık, iftira, suç
uydurma, suçu ve suçluyu övme’ suçlarından sabıkası bulunan BBP
eski MKYK üyesi Emrullah Önalan en başından beri olayın suikast
olduğuna inandığını ifade etti. Zira Önalan’a göre Yazıcıoğlu’nun
düşürülen helikopterin başında iken görüntüsünü izlemişti.
Görüntüleri merhum gazeteci Alper Apak’ın kendisine izlettiğini
iddia eden Önalan; “Alper ile bir karayolunda buluştuk. Araç
içerisinde bana 10-15 saniyelik görüntü izletti. Görüntüde
helikopter düşmüş, 3 parkalı adam helikoptere doğru gidiyor, Muhsin
Başkan’ın sırtı dönük yeni kalkmış gibi, arkasından biri de bunu
kameraya çekiyor. O zaman Mustafa Destici’yi aradım o da ‘Bu işlere
savcılık bakıyor’ dedi. Görüntünün devamı ya da öncesi olabilir.
Uzun görüntüden bana bir kesit izlettiler. O gün bana bunu
izlettiler ama başka bir amaçları var mıydı bilmiyorum. Tabii bütün
bunlar varken hiçbir şey yokmuş gibi yapamazdım. Avukat
arkadaşlarla görüşüp savcılığa anlatmaya karar verdik. O zaman
Malatya Savcılığı’na gidip ifade verdik. Savcılığa ifade verdikten
sonra Alper Akpak ile görüşüp görüntüleri rica ettik, o da ‘Bana
bir hafta süre verin’ dedikten sonra Kasımpaşa’da öldürüldü. Biz
savcılığa ifade verdikten birkaç gün sonra Alper Akpak öldürülüyor.
Alper görüntüyü başka kişilere gösterdi mi bilmiyorum. Alper’in
kaynağı babası. Babası, normal bir gazeteci değildi. Çok değişik
iltisaklı ilişkileri olan bir kişiydi" dedi.