Neyi izliyoruz, neyi yazıyoruz, neyi yorumluyoruz belli değil.Türkiye’nin en üst düzey iki takımının maçı oynanıyor, karşılaşmanın seviyesi, futbolcu değeri ve hakem kalitesi bir yana sorumlu olan sorumsuzların söylemleri bir yana.
Türkiye’de oynanan futbola katkı sağlar diye gelişine sevindiğimiz, ülkesinde geldiği yeri yok sayan, çalıştığı ülkelerdeki futbol seviyesi ve o ülke seviyesine katkılarıyla bildiğimiz bir teknik adamın yüksek seviyedeki oyundan sonra seviyesiz söylemleri tüm beklentilerimizi aldı götürdü. Ismarlama sorularla geçiştirdiği basın toplantısında Türk futbolunun Avrupa’da karşılığı olmadığından dem vurup, işi getirip Londra’daki oğlundan başkasının Türkiye ligini izlemediğinden yol alan Mourinho’nun gölgesinde bir maçı geride bıraktık.
Doğduğu Portekiz’de kendi geleneklerini terk edip, futbolun doğasından bihaber Türk futbolunu bu denli aşağılayan, tavan yapan egosu ile maçta görev yapan isimleri saygısızca aşağılayan anlayış Fenerbahçe’nin galibiyetini gölgede bıraktı.
Gerek Trabzonspor, gerekse de Fenerbahçe hakem olmasa bu maçta bu kadar gürültü kopmazdı.
Trabzonspor üst sıralara tırmanmak, Fenerbahçe ise Galatasaray’ın maç yapmadığı haftada puan farkını azaltmak için sahaya çıktı. İki takımın da kazanmak için büyük mücadele gösterdiği maç Fenerbahçe’nin alternatifli kadrosunun galibiyeti ile sona erdi.
Okay’ın sayılmayan golü ile başlayan hakem hataları, VAR ile hakem Oğuzhan Çakır’ın arasında gitti geldi.