https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac
2020 yazında Doğu Akdeniz’de patlak veren kriz, Türkiye ve Yunanistan’ı karşı karşıya getirdi. Savaş gemilerinin sahne aldığı gerilim zaman zaman tırmansa da bugünlerde Ankara ve Atina hattında bahar rüzgarları esiyorken Yunanistan her zaman olduğu gibi Türkiye’nin ABD’nin yeni Başkanı TRUMP ile yakınlaşması korkusundan İsrail ile ilişkilerini stratjejik ortaklığa taşıyan adımlar atmaya başladı. Türkiye’nin özellikle silahlı insansız hava araçlarında dünya çapında ses getiren başarısı Atina yönetimini silahlanmaya ve yeni müttefikler bulmaya sevk etti. Yunanistan geride kalan dört yılda Fransa’dan Rafale savaş uçakları ve Belharra fırkateynleri satın aldı, Paris yönetimiyle savunma anlaşması imzaladı. ABD’ye başta Girit Adası’ndaki Suda üssü olmak üzere ülke genelinde çok sayıda üs tahsis eden Atina yönetimi, F-16 savaş uçaklarının modernizasyonu için Washington’la anlaştı. Envanterindeki F-16 jetlerini Viper seviyesine yükseltmeye başlayan Yunanistan, ayrıca ABD’den F-35 savaş uçakları satın almaya hazırlanıyor. ABD ile tarihte eşi benzeri görülmemiş bir askeri iş birliğine giden Yunanistan, Doğu Akdeniz’deki müttefiki İsrail’den ise silahlı insansız hava araçları ve füze sistemleri satın aldı. Yunan ve İsrail orduları birçok tatbikata birlikte imza atarken, İsrailliler ayrıca Yunan pilotların eğitimini üstlendi. Yunanistan şimdi de İsrail’le iki milyar euroyu geçen yeni bir anlaşma için görüşmeler yapıyor. İsrail basını, Atina ve Tel Aviv’in bir füze savunma sistemi üzerinde çalıştıklarını yazdı. Haberlere göre, 2,1 milyar euroluk proje kısa menzilli füzeleri engelleyen İsrail’in Demir Kubbe hava savunma sisteminin bir çakması olacak. Yanı sıra uzun menzilli füzeler için de İsrail’in elindeki diğer sistemlerin benzerleri üretilecek. Ancak Yunanistan İsrail’in Demir Kubbe projesini Amerikalıların yaptığını İsrail’in bu konuda tecrübesinin olmadığını bilmemesi düşünülemez.
İSRAİL GAZETESİNDE SKANDAL TÜRKİYE ANALİZİ
Türkiye karşıtı yazıları ve yayın politikasıyla dikkat çeken The Jerusalem Post’taki bir analiz ise, Ankara’nın bölgede oynadığı rolün İsrail’de ne denli rahatsızlık yarattığını gösteriyor. Türkiye’nin NATO üyeliğini sorgulayan analizin skandal başlığı, ‘Erdoğan’ın Türkiye’si neden ABD ve NATO’nun güvenlik çıkarlarını altını oyuyor?’ oldu. ABD’nin Türkiye’yi önemli bir güvenlik ortağı olarak tanımlasa da Ankara’yı eleştirdiğini savunan yazı, 5 Kasım’daki seçimlerin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Donald Trump’ı tebrik edip Türkiye’ye davet ettiğini aktardı. Amerikan başkanlarının göreve başladıktan sonra ilk yurt dışı ziyaretinin fazlasıyla sembolik olduğunu hatırlatan Eric R. Mandel imzalı analiz, iki önceki başkan Barack Obama’nın İsrail’i küçümsediği yorumunu yaptı. Nisan 2009’da ilk yurt dışı turuna çıkan Obama, Türkiye’yi ziyaret etti.
‘Trump ekibinin hatırlaması gerekenler’ ara başlığı göze çarpan analizde Obama’nın Türkiye konusunda hata yaptığı savunuldu. Ankara’nın mevcut tabloda Hamas’ı desteklediğini öne çıkaran yazı, seçilmiş başkan Trump’ın Erdoğan’la bir anlaşmanın cazibesine kapılabileceğini, Türkiye’nin ateşkes müzakerelerinde Hamas’ın arabulucusu olarak Katar’ın yerini almak istediğini belirtti.20 Ocak’ta resmen göreve başlayacak Trump’tan Türkiye›yi İran›la aynı çizgide görmesini ve Hamas’a verdiği destek nedeniyle cezalandır-