Hem dünyada hem de Türkiye’de her yıl binlerce kadın yaşamını yitiriyor. Özellikle son yıllarda artış gösteren şiddet ve taciz olayları sosyal medyanın da etkisiyle geniş kitlelere yayılıyor. Sosyal medya ile birlikte şiddet ve taciz olaylarında gereken cezaların verilmesi için kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyor. Hukukun yetersiz görüldüğü durumlarda, öldürülen ya da tecavüze uğrayan kadınlar için protestolar düzenleniyor, yürüyüşler yapılıyor. Ancak maalesef kadın cinayetleri hala devam ediyor. Münevver Karabulut, Özgecan Arslan, Ayşe Paşalı, Şule Çet, Leyla Aldemir, Hatice Kavak ve niceleri. Bugün ise çocuklarının gözleri önünde öldürülen Emine Bulut ve Tuğba Erkol haberleri Türkiye’yi yasa boğdu. Türkiye’de bu yılın başından beri 221 kadın öldürüldü. Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet her geçen gün artıyor. Sanki toplum olarak bir şiddet ve çılgınlık dönemi yaşıyoruz. Polis Akademisi Başkanlığı tarafından hazırlanan ‘Dünya ve Türkiye’de Kadın Cinayetleri 2016-2017-2018 Verileri ve Analizler’ raporuna göre son üç yılda 932 kadın öldürüldü. 2016’da 328,2017 yılında 409, 2018 yılında 440 kadın başta ateşli silahlar olmak üzere kesici ve delici aletlerle öldürüldüler. Açıkça görülüyor ki kadın cinayetleri Türkiye’yi sarsmaya devam ediyor. Kadın cinayetlerini önleyebilmek için cezaların ciddi oranda artırılması ve caydırıcı olması elzem görünüyor. Yasaların uygulanması alanında hukuki ve bürokratik engellerin çok süratli bir şekilde aşılarak şiddet mağdurlarına yakınlarına ve tanıklara karşı uzaklaştırma ve koruma kararlarının alınması da bir o kadar önemli. Çocuklu ailelerde velayetlerin de kime verileceğinin tespiti (genelde şiddet mağduru kadına veriliyor) bir an önce aile mahkemelerinde karara bağlanması da ayrı bir öneme sahip. Kadına her türlü şiddeti uygulayan veya öldüren katillerin yargılandıkları mahkemelerde ‘iyi hal indiriminden’ yararlanmaları suretiyle ceza...