Bu günkü köşe yazımın başlığını okuduğunuzda hadi canım bu kadar da olmaz şeklinde itiraz edecek çok sayıda okurumun olacağını düşünüyorum. Bu şekilde düşünenler haklı da olabilirler. Zira ben de bu başlığı atarken inanın en az sizin kadar düşündüm. Ancak ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçundan tutuklanan şarkıcı ‘Gülşen’e sahip çıkan hadsiz ve küstah açıklaması karşısında kendi kendime olabilir mi sorusunu sorarak köşe yazıma bu başlığı attım. Amerika, Türkiye’de milyonlarca İmam Hatipli’ye yapılan hakaret ve aşağılamayı göz ardı ederek şarkıcı Gülşen’in skandal açıklamalarını ‘İfade Özgürlüğü’ kılıfı içinde değerlendirip ,Türk yargısının tutuklama kararını ‘Adli taciz biçimlerinden biri’ olarak ifade etmektedir. Ayrıca “Türkiye’yi ifade özgürlüğüne saygı duymaya ve güvence almaya çağırıyoruz” açıklaması Amerika’nın Türkiye’nin yargısı ve içişlerine açık bir müdahale anlamındadır. Nitekim, TBMM AK Parti Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabından verdiği sert cevapta “İfade özgürlüğü, milletimizin değerlerini aşağılamak, eğitim...