Yeni kurulan ve takım oluşumunu henüz tam olarak sağlayamayan bir ekip için, ilk 11’de oynatabileceği 10 futbolcunun yokluğu ciddi bir handikaptır. Galatasaray dün bunu yaşadı ve bu anlaşılabilecek bir durumdu. Ancak…
Sarı-Kırmızılılar zaten merkez bölgesinde sıkıntı yaşıyor, golcülerinden bir türlü istediği verimi alamıyordu. Dün sahada tabelayı değiştirecek isimlerin iyice azalması Galatasaray’ı golden iyice uzaklaştırdı. Galatasaray’ın gol atmada durumu taraftara Mustafa Erdoğan şiirindeki gibi “Ben senin gol atabilme ihtimalini sevdim” dedirtecek düzeydeydi.
Skora sıfır katkısı olan Berkan, bir türlü patlayamayan Rumenler, sadece topu ileride tutup zamana oynamada işe yarayan zamanı geçmiş Babel, kulübede otura otura paslanmaya başlayan Emre Kılınç ve bu kadar yetenekli olup da starlığa geçişin eşiğinde takılıp kalan Halil Dervişoğlu ile gol atmak çok zordu. Buna Giresunspor’un sahaya doğru yayılımı ve inançlı mücadelesi de eklenince, istekli ama iş bilmez Galatasaray tabelayı değiştiremedi, bırakan değiştirmeyi bu ihtimale yaklaşamadı bile.
Giresunspor ise sınırlı kadrosuyla Galatasaray’ın eksiklerini iyi değerlendirip erken bulduğu golün üstüne yatarak zamana oynamaya çalıştı. İlk yarıda nadir atakları vardı ve son çizgiye inip penaltı noktasına çıkarılan klasik bir antrenman çalışması golüyle de büyük bir avantajı yakaladı.
İkinci yarıda Fatih Terim göreceli olarak üstün olduğu maçı skor olarak da önde tamamlamak için hamlelerini yaptı. Berkan- Aytaç ve Emre Kılınç- Oğulcan değişiklikleri ile tabelayı değiştirmeyi denedi. Giresunspor ise klasik deplasman takımı oyununu sürdürdü ve Galatasaray hücum hattının girebileceği tüm boşlukları kapadı. Kerem’in birebir adam geçişleri ve Mostafa Mohamed’in hava toplarındaki hakimiyetinden yoksun Sarı-Kırmızılı takım Halil ve Morutan gibi birebirde etkili olabilen iki golcüsünün de suskunluğa girmesi nedeniyle Giresunspor savunma kilidinin bir türlü açamadı.