Şampiyonlar Ligi’ne katılmak demek itibar demek, daha da önemlisi para demek. Galatasaray’ın Türkiye’de kazanamayacağı kadar çok para demek.
Ama Young Boys için de asgari 8 maç oynayacağı Şampiyonlar Ligi’ne kalmak, İsviçre futbolunda kazanamayacağı kadar çok para demek.
İki takım için de servet kapılarının açıldığı bir sezona bedel maç beklendiği gibi zorlu geçti. Young Boys, katı bir savunma yaparak Galatasaray’ın etkili silahlarına boş alan bırakmadı. İlk yarıda Galatasaray’ın net pozisyonu bile olamadı. İsviçreliler buna karşılık Colley, Camara gibi hızlı isimleri ile kontralarda tehdit oldular. İlk yarının Young Boys lehine bitmemesinin sebebi Muslera’nın kurtarışları, Sara ve Nelsson’un son andaki kritik müdahaleleri idi.
Galatasaray için oyun planı bu kadar net değildi. Okan Buruk, seyircinin de desteğiyle turu ilk yarıda koparmayı planlamıştı. Icardi’nin arkasında Batshuayi, sağında Ziyech, solunda Kerem vardı. Geriden bekler Barış Alper ve Köhn’ü de ileri çıkararak ilk 45 dakikada 2-3 golü bulup işi bitirmek istiyordu. Ancak Young Boys dersine iyi çalışmıştı. İlk yarıda pozisyon bile vermediler, maçı kilitlediler. Bunda Barış’ın yorgunluğu, Kerem’in...