Kasımpaşa ligin en çok gol atan takımıydı. Galatasaray ona bu unvanı kazandıran Diagne’yi alınca Kasımpaşa kanadı kırık kuşa döndü. Diagne’den sonra maç kazanamayan Mustafa Denizli’nin elinde tek silah olarak Trezeguet kalmıştı. O da maçın ilk çeyreğinde Galatasaray’ın tozunu attı. Kadroya alınmayan Fernando-Ndiaye yerine orta alanın göbeğine konan ileri yaş ikilisi Selçuk-Donk’un ağırlığından yaralanan Trezeguet, topla birlikte kolayca aştığı orta sahadan savunmanın üzerine kâbus gibi çöktü. Gol de böyle bir anda, Donk’un önünden geçip gelen Mısırlı futbolcunun Linnes’in son çare olarak yaptığı faulden geldi. Bir gün önce Fofana’ya bu taktik faulü yapamayan Fenerbahçe savunmasının aksine Linnes sarı karta malolsa da Trezeguet’nin gole gidişini durdurarak tüm savunmanın rezil olmasını engelledi. Ama devamında gelen golü önleyemedi. Muslera’nın barajın arkasında kaldığını ve topun çıkış anını kaçırdığını gören Trezeguet, bunu affetmedi ve Uruguaylı kaleciyi avladı. Kasımpaşa’nın golü Galatasaray’ı şaşırtmış ve bu stattaki geçmiş kötü anıları akıllara getirmişti ancak korkulan olmadı.