Marvel evreninin en “afacan” süper kahramanı “Ant-Man”
ikinci macerasıyla döndü. İlki kadar olmasa da eğlenceli bir film
olduğunu söylemek mümkün… Marvel Evreni’nin en sıra dışı
süper kahramanlarından biri olan Ant-Man’e 2015’te giriş yapmıştık.
İlk kez 1962 yılında çizgi roman sayfalarında kendisine yer açan
“Ant-Man”ın macerası, Hank Pym adlı bir bilimadamının küçülebilir
ve onu giyeni de küçültebilir bir üniforma icat etmesiyle başlar.
Pym üniformayı ilk önce kendisi giyer, karısı Janet da benzer bir
üniformayla “The Wasp” olur. Ancak Janet’ın ölümünün ardından Pym,
Ant-Man olmayı bırakır. Yıllar sonra üniformayı giymesi için usta
bir hırsız olan Scott Lang’i bulur. Scott suç işlerini bırakıp
ayrıldığı karısından olan kızına en azından iyi bir baba olmaya
çalışmaktadır. İlk filmde biz özetle bu hikayeyi izledik.
Marvel “Ant-Man”in maceralarını bir dolu süper kahraman filmi
içinde hafif ve komik filmler olarak tasarlamıştı anlaşılan. Yeri
geldiğinde küçülen, hatta bazen de devleşebilen bir kahramandır
Ant-Man. Nitekim ikinci filmde de aynı damardan, mizahi yönü pek de
irtifa kaybetmeden yola devam edilmiş. Ama zaten ciddi bir hikaye
beklemeyenler için bile fazlasıyla hafif, zorlama ve ancak bir
çocuk filmi kıvamındaki bir hikayeyle yola çıkılmış maalesef.
Pym’in kayıp karısı Janet, tehlikeli bir görev sırasında iyice
küçülerek kuantum evreninde kaybolmuş meğer. Pym, kızı Hope ile
birlikte senelerce onu geri getirebilmek için gizli ve taşınabilir
bir laboratuvar oluşturmuşlar. Bu arada Janet da kendisini
bulmaları için Scott’ın rüyalarına mesaj gönderiyordur, böylece
plana Scott da katılır… Ama Ghost kod adlı gizemli bir genç bir kız
da kendi rahatsızlığını sonlandırabilmek için bu planı sabote
etmeye çalışacaktır....