Burak Göral Sözcü Gazetesi

Zeki Müren de görseydi keşke!

Komik, son derece dinamik, mesajı güçlü, müzikleri, görüntüleri şıkır şıkır bir Cem Yılmaz filmi “Arif V 216”. İnsanoğlunun pek de iyi bir yöne doğru evrilmediği ortada....

06 Ocak 2018 | 133 okunma

Komik, son derece dinamik, mesajı güçlü, müzikleri, görüntüleri şıkır şıkır bir Cem Yılmaz filmi “Arif V 216”.

İnsanoğlunun pek de iyi bir yöne doğru evrilmediği ortada. Bütün dünyada yapılan filmler, yazılan kitaplar bunun kanıtlarıyla, yüzleşmelerle dolu. Türkiye toplumunun da tüm dünya insanları gibi ikibinli yıllarda yaşadığı değişim artık gözle görülür, tartışılır hale geldi. Vicdan, merhamet, iyilik, yardımlaşma, hoşgörü, nezaket, fedakarlık gibi kavramların sanki giderek azaldığını hep konuşuyoruz. Ne var ki sinemamız bu duruma güçlü reaksiyonlar göstermek konusunda biraz yavaş kaldı. Zeki Demirkubuz, Nuri Bilge Ceylan ya da Reha Erdem gibi sinemacılar elbette insanoğlunun kötücüllüğü konusunda daha genel perspektifler sunmaktalar filmlerinde. Ama özellikle yeni kuşak sinemacılar ya da gişe filmlerimiz bu toplumun giderek ayrımcılaşan, hasis yönlerinin daha belirginleştiği taraflarına pek vurgu yapmadı, yapamadı. Oysa sanatçı dediğimiz kişi duyarlıdır, içinde yaşadığı toplumun ruh haliyle yakından ilgilidir. Dolayısıyla ürettikleri sanat eserlerinde de bu duyarlılıklarının yansımalarını ararsınız. Seyirciye en yakın olanından en sanat filmine kadar, filmlerde hep böyle bir ‘dert’ ararız.
Cem Yılmaz bu ülkenin değerli yaratıcılarından biri. Şimdiye kadar sekiz tane sinema filmi senaryosu yazdı. Pek çok değerli yönetmenin filminde rol aldı, bu filmlerde dramatik rollerde de iyi performanslar gösterdi. Sahne şovlarını milyonlar izledi. Sadece kendisinin boş bir sahnede espri ürettiği bu şovlarını sinemaya da taşıdı ve milyonlarca seyirci rakamına ulaştı. Ama kendi filmlerinde hiçbir zaman ucuza kaçmadı. Son derece detaylı büyük prodüksiyonlu komedi filmleriyle çıktı seyircisinin karşısına. Kanımca, zaman geçtikçe içine bir parça dram kattığı “Hokkabaz” ve “Her Şey Çok Güzel Olacak” senaryolarındaki trajikomik hikayeleriyle daha katıksız bir mizahın peşine düştüğü diğer komik senaryoları arasında bir orta yol bulmaya çalışıyor artık. Bunu yapınca da 2014 yapımı “Pek Yakında” filminde olduğu gibi onun katıksız sinema sevgisi daha çok ortaya çıkıyor.

Arif’in yolculuğu…

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İçimizdeki çocuğu korumak 04 Ağustos 2018 | 132 Okunma Altıncı filmde ve hâlâ çok iyi 28 Temmuz 2018 | 161 Okunma 10 yıl sonra tekrar Mamma Mia! 21 Temmuz 2018 | 2.202 Okunma Uzun ince bir binadayım! 14 Temmuz 2018 | 89 Okunma Boyu küçük, işlevi büyük bir kahraman! 07 Temmuz 2018 | 91 Okunma