Dindarlaştığı söylenen, dini konulara yönelik ilgisinin arttığı iddia edilen bir toplumsal yapıdan bahsediliyor. Bu iddianın doğruluğu veya yanlışlığı genel hal ve gidişe bakarak sınanabilir. Bunun böyle olup olmadığını anlamak için birtakım noktalara bakmak bile yeterlidir.
O noktalara bakmadan önce şunu tespit etmek gerek belki de. Toplumun şekli manada dindarlaşması, tam tabiriyle muhafazakarlaşması tüm olumsuzlukların bertaraf edilmesi için tek başına yeter bir şart mıdır? Bugünün muhafazakarlarının genel hal ve gidişlerine, sözümona artan dindarlaşmalarına bakınca, şekli bir dindarlaşmanın hiçbir anlam ifade etmediği söylenebilir. Çünkü iddia edildiği gibi dindarlığın artmasıyla birlikte toplumdaki olumsuzların azalması beklenmektedir. Halbuki bunun aksinin olduğunu söylemek daha olasıdır.
Dindarlaştığı söylenen toplumun fertleri, misal Ramazan ayında dini konulara yönelik ilgilerinin de artmasıyla popüler hocalara rağbet gösteriyor. Ve birbirinden ilginç ve saçma sorular yöneltiyorlar mesela. Ortada bir dindarlaşma, dolayısıyla da dini konulara yönelik bir ilgi sözkonusuysa, akıllara durgunluk verecek saçmalıktaki sorular nasıl sorulabiliyor? Bu soruları soranların azımsanmayacak kısmı da mütedeyyin tabir edilen kesimden insanlardan oluşuyor neticede.