Medeni olmakla modern görünmek arasında gidip geliyoruz. Daha doğrusu bir gidip gelme değil bu, tercihimizi modern görünmekten yana kullanıyoruz. Modern görünmek; adı üstünde şekilden ibaret bir hal neticede.
Nasıl “modern görünüyoruz”? Televizyonlarda, internette gördüğümüz pop yıldızları gibi görünmek herkes için mümkün artık. Tipimiz, şekil şemalimiz, giyim kuşamımız, velhasılı ambalajlarımız modern zaman ölçütlerine bire bir uymakta. En havalısından saç stillerimiz de, en moda ve trend kıyafetlerimiz de, en pahalı ve gösterişli elektronik cihazlarımız, telefonlarımız da var artık. Çoğumuzun üstündeki kılık kıyafet, elektronik cihaz vs ne varsa hepsi markalı, hepsi pahalı, hepsi çok çok modern.
Ancak modernlik salt bir görünüşten, salt bir “şekil”den ibaret o halde. İçeriği, özü bomboş olan bir cicili biçili ambalajlarız o zaman. Medeni olamadıktan sonra kof bir modernite bize ne katacak? Veyahut ne katmakta şu an?
Medeni olmak, şehirli olmaktır. Şehirli olmanın esprisi nedir? İnsanlarla bir arada yaşayabilme yetisinin gelişmesidir. Kimseyi rahatsız etmeden, insani ve ahlaki ölçütleri gözeterek, toplumsal normlara uyarak, doğal çevreye ve çevresindeki kişilere saygı gösterebilmek, değe verebilmektir.
Medeni olmak namına ne yapıyoruz peki? Medeni olmanın yanından geçebiliyor muyuz? Misal, yüzlerce binlerce yıllık tarihi dokuyu tahrip etmek, tarihi mirasın canına okumak, bir edep, estetik ve ruhtan oluşan bir şehri bir cangıla çevirmek medenilik sayılabilir mi? Her istediğini her istediği yer ve zamanda gerçekleştirebileceği patavatsızlığındaki yığınların medeniliğinden bahsetmek nasıl mümkün olabilir?