Öncelikle düne ithafen, bütün öğretmenlerimizin öğretmenler
gününü kutluyorum. Evlerinden kilometrelerce uzakta başka
yüreklerle buluşan, anne, babadan sonra bir çocuğun kalbine o kadar
derinden ilk dokunan, geleceğimizi şekillendiren kıymetli
öğretmenlerimizin hepsine buradan sevgilerimi yolluyorum. Bu
haftaki konuğum, Buket Benar. Serebral palsi ile ilgili bir çekim
için spastik engelli çocuklarla bir araya geldiğimde hastanede
tedavi süreçlerinden hastanenin bir çalışanı olmaya giden yolculuğu
beni derinden etkiledi. Buket Benar, 1987 yılında Bursa’da doğmuş.
Doğum anında doktor hatası sebebi ile serebral palsi (beyin felci,
halk arasında bilinen ismiyle spastik engeli) ile özel bir bebek
olarak dünyaya gözlerini açmış. Bir misafirlikte rahatsızlanması
sonrası gittikleri doktorda “bebeğiniz zekâ engelli” denmiş. O
andan itibaren tedavilere başlanmış. 9 yaşında da Dr. Ayten Bozkaya
Spastik Çocuklar Hastanesi ve Rehabilitasyon merkezinde tedavi
olmaya başlamış. Uzun yıllar yatarak ve ayakta tedaviler görmüş. Şu
anda ise hastaneyi aradığınızda telefonlara bakan kendisi. Kısaca
onun sözleriyle “Dünlerin acısıyla bugünlere tutunan bedensel
engelli, serebral palsili (SP) ve küllerinden doğan bir kadının
hayatta kalma çabası size umut olsun…”
Bu hastaneden içeriye ilk adım attığınıza bir gün burada
çalışacağınız aklınıza gelir miydi?
Aklımın ucundan bile geçmezdi. Bizim kendimize ait bir iş yerimiz
var. Oraya buradan çalışanlar gelmişti. Ben de her zaman oraya
gidemiyorum çünkü yolları tekerlekli sandalyenin geçişine uygun
değil. Tesadüfen oradaydım. Hastanede santraldeki arkadaşın
tayininin çıktığını ve birisini aradıklarını öğrendim. Bunu duyup
idareyle görüştüm ve işe alındım.
Ne hissettiniz ilk iş gününüzde?
Çok heyecanlıydım ve güzeldi. Aslında bildiğim bir ortamdı. Bu daha
rahat etmemi sağladı. Santral çalışanı olarak telefonlara
bakıyorum. Gerek idareye gerek de diğer arkadaşl...