Türkiye'nin Kim Jong'lar Hanedanı ile tanışması epey eskilere dayanır. Kore savaşlarında yer almamızla ilk bağlantıyı kurduk. O zamandan bu yana "ABD en büyük müttefikimiz" diyerek tanıtıldı. Son durumu biliyorsunuz; bizi bölmeye çalışıyorlar.
Amerika şimdi de Kuzey Kore'yi etkisizleştirme peşinde. Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombalarını atan başkasıymış gibi "nükleer başlık yapımını" gerekçe gösteriyor. Oysa atom bombası yapmayı başaran ülkelerin sayısı 12'yi buldu. Hindistan ve Pakistan'dan İsrail'e kadar pek çok devlet bu denklemi çoktan çözdüler. Pentagon için nükleer tehlike sadece İran ve Kuzey Kore. Eskiden bunlar ne söylese doğru kabul edilirdi. Bugün kimse yutmuyor. Tıpkı D. Trump'ın "Dünya bugüne kadar görmediği bir gazapla karşılaşacak" palavrasını sıktığı gibi.
Ünlü Aktör Peter Sellers'in üç ayrı karakteri muhteşem oynadığı "Kükreyen Fare"yi izlemiş olanlar da herhalde aynı kanıda. Bu filmi kısaca özetleyeyim: Avrupa'nın minik bir ülkesi, ABD'deki nükleer santralı ele geçirir. Neticede Amerika'yı teslim alırlar. Birden aklıma geliverdi. Şu andaki olasılıklardan biri Guam'ın hedef yapılması. Aslında Kim Jong'un adamları ürettikleri balistik füzelerden birkaçıyla havayı bulandırabilirler. Görünen o ki bu füzelerin birkaçı adanın 30 mil önüne atılacak. Biraz bilgi sahipleri Guam denilen sabit uçak gemisinin ne melanet yer olduğunu bilir.