Burhan Ayeri Yeniçağ Gazetesi

34 yıl önce bugünü gördüm

1982 yılındayız. Yol filminin, Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye Ödülü'nü paylaştığının 2 hafta sonrasıydı. Washington D.C.'deyim. Yani Amerika'nın hatta dünyanın başkentinde....

30 Ağustos 2016 | 793 okunma

1982 yılındayız. Yol filminin, Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye Ödülü'nü paylaştığının 2 hafta sonrasıydı. Washington D.C.'deyim. Yani Amerika'nın hatta dünyanın başkentinde. Şimdilerde İstanbul Hukuk Fakültesi'nde profesör olan bir arkadaşım ve eşinin ısrarıyla Yol'u izlemeye gittim. Ünlü bir Musevi gazetecimizin kızı da ekibe katıldı. Janus'lar diye adlandırılan sinema grubuna girdik. Yılmaz Güney'in başını çektiği ekibin yapımını izlemeye başladık. Pek çoğunuz izlemişsinizdir diye tahmin ederek eleştirmenlik yapmayacağım. Doğal olarak, İngilizce alt yazılı şekilde gösterime sokulmuştu. Konuşmalar genelde Türkçe. Ne zaman Kürtçe diyaloglar Kürdistan yazıları geçse kıyamet kopmakta. Hep aynı slogan atılmakta; "Kürdara azadi". Bir ara "neredeyim" diye düşünmeye başladım. Loş ışıklara rağmen dördümüzün yüzündeki ifadenin aynı olduğunu fark ettim. Hatta Musevi arkadaşımızın üzüntüden ağladığını gördüm. Oturuş şekli dahi değişmişti. "Yer yarılsa da içine girsem" cinsinden. Sinemada mıyız yoksa miting alanında mı belli değil. Ara verilince hemen tezahürat yapanların yoğun olduğu bölüme döndüm. Kızların da bulunduğu topluluk gergin yüzlerle Kürtçe değil Türkçe konuşmaya başladılar. Acı olan, tamamı burslarını ödediğimiz öğrencilerdi. Washington fazla kalabalık olmayan kent. Onların pek çoğuyla zaman içerisinde karşılaştım. Hatta 3 tanesini THY'nin New-York'a ilk uçuşunda tekrar gördüm. Başbakan Turgut Özal'a değil de Diyarbakırlı bakan Salih Sümer'e yakınlık içindeydiler. Aralarına Sümer'i de alıp bir yerlere gittiler.Kim yolladı?Unutamayacağım bu anımı neden şimdi vurguladığımı sanırım anlamışsınızdır. Kimilerinin Musevi diye aşağılamaya kalktığı bir Türk kızının "geleceği görüp ağladığı" anları pek çoğumuz görmezden geldiler. Hatta "canavarı yaratmak" deyimini rahatlıkla kullanabilirim. Bunca bölücüyü karpuz gibi seçerek yurt dışına kimler yolladı? Hem de ceplerine para koyarak. Bu uygulama yıllar yılı devam ettirildi. Taa ki 15 Temmuz Kalkışması'na kadar. Devletin çarklarına yerleşen melunlar, senelerdir bu akışı yönettiler. FETÖ'cüler de aynı yöntemi uyguladı.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İzin 20 Kasım 2020 | 201 Okunma Bağırmayın!.. 19 Kasım 2020 | 354 Okunma Harekatlar 18 Kasım 2020 | 283 Okunma Ayak topu "bizim dünyamız" 17 Kasım 2020 | 143 Okunma Söylemler/çelişkiler 16 Kasım 2020 | 180 Okunma