Eski Cumhurbaşkanımız Gül, kendisinden umulmayan bir çıkış yaptı; "OHAL bir an önce kaldırılsın". Yıllar yılı mutedil olarak tanınan birinin, adeta patlaması iyi incelenmeli. Durdu durdu da niye şimdi infilak etti? Son FETÖ operasyonunda en büyük darbeyi Kayserili iş adamları yedi de ondan mı dersiniz? Kimi bin kimi on bin kişiye imkan tanıyan holdinglerin sahip ve yöneticileri önce gözaltına alındılar. Gül'ün ilk serzenişine burada tanık olduk; "Dilerim bu mezalim fazla sürmez". Bir kaç tahliyeden sonra, bu sefer tutuklamalara yönelindi. Yetmedi, insan gücü olarak kalabalık
-çok da başarılı- holdinglere kayyum atamalara geçildi. Hemşehrilerinin yakınları Abdullah Gül'ün kapısına dayandılar. "Sesimiz ol" çıkışlarına başladılar. Eski Cumhurbaşkanının bu konuda kamuoyuna yansımayan gayretlerini biliyorum. Koyduğu bütün ağırlığa rağmen sonuç alamadı. Nihayetinde de, "OHAL artık sona ersin" çıkışında bulundu. Burada, uzun gözaltı sürelerinin bitirilmesi ve mallara el koymanın önlenmesi çabasını görüyoruz.
Hükümetin, Gül'ün uyarısını dikkate alması gerektiğine inanıyoruz. Ak Parti içinde Gül'le aynı düşünceleri paylaşanların sayısı az değil. Şimdilik hafif sesle konuşulan bir konuyu da iletelim. Abdullah Gül'ün başına geçebileceği ve Bülent Arınç ile Ali Babacan gibi isimlerin yer alacağı yeni bir siyasi oluşumun önü kesilmek isteniyor. Parasal desteği sağlayacak kişiler bu şekilde devre dışı bırakılmakta. "Kayseri'ye indirilen balyoz sırf bu yüzden" diye düşünenlerin sayısı bir hayli fazla. Bundan sonraki gelişmeleri bu açıdan izlemekte de yarar var!