NTV'nin "Doğrudan Siyaset"inde yine bir ilki yaşadım. Prof. Dr. Ali Murat Vural önemli tespitlerde bulundu. Ancak eleştirilerini sıralamadan önce üstüne basa basa "Hiçbir siyasi eğilimden yana değilim" dedi. Bu cümlenin üstünde durmak istiyorum. Çünkü daha düne kadar "Biz tarafsızız, objektifiz" nutukları atanlar bugün iktidar sözcüsü. Programcılar bırakın çağırdıkları konukları kendi mensuplarını bile kapının önüne koyuyorlar. Gerekçe hükümet aleyhine konuşmak. Toplum bu şekilde baskı altına alınıyor.
Dün sabah Fox TV'de Gaziantep'in bağımsızlaştırılmış milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın yakarışını izledim. Onca lafı arasında "Halk TV dışında bizi ekrana çıkaran yok" dikkat çekici idi. Tam bu anda İsmail Küçükkaya devreye girdi: "Adlarını vermeyeceğim ama üç büyük kanal, Deniz Baykal'ın konuşma talebini reddetti". Gerekçe belli. Çünkü Ak Parti'nin yasaklamaları uygulanıyor. Mecburiyetten ve "başımıza bir şey gelir" korkusundan. Yazılı medyaya bakıyorsunuz, tamamına yakını "havuz medyası". İktidara muhalif sadece 2-3 gazete kaldı. Bunlara hiçbir şey yapmasalar, ilan ambargosu uygulanıyor. İktidarın sıkıştırmaları yetmiyor gibi şimdi de "koalisyon ortağı" Devlet Bahçeli'nin kara listesi eklendi.
"Yeter" denecek