Bugün 30 Ağustos İstiklal Savaşımızın taçlandığı gün. Atatürkçü olarak ona uygun bir şeyler yazmak istedim.
Bazıları gibi kaynaklarımı küçük dipnotlarıyla geçiştirmek istemedim. Onlara değerini vereceğim. Hikmet Özdemir'in "Atatürk'ün Liderliği " adlı incelemesini titizlikle gözden geçirdim. Bu çalışmada beni etkileyen "yabancı diplomatların tanıklıkları" idi. Özdemir'in önemli çalışmasının Atatürk Araştırma Merkezi'nce yayınlandığını belirtmeliyim. Ancak Özdemir'in önemle vurguladığı gibi liderliği konusundaki ana kaynaklar, en önemli tespitler, kendisinin yazdıklarıdır. Öncelik vermek istediğim Fransa'nın ilk Ankara Büyükelçisi Albert Sarraut'un tespitleridir. Sarraut, Prof Dr. Jean Denny'nin kitabına yazdığı yazıda şöyle demektedir:
"Bir halkın yenilenmesinden güzel bir şey yoktur. Ben 1925'de o vakitler Angora denilen Ankara'da, zamanın zaylıflatamadığı bir hayranlık ve heyecan hissiyle bu yenilişmede hazır bulundum. Bunu kaydetmekle bahtiyarım.
Bir deha
Bu tanıklığın adağı, gayretleri -İstanbul'da ölen Türkiye'yi Ankara'da tekrar var eden- kararlı, cüretkar, açık görüşlü, azimli, vatansever topluluğa düşer. Bununla birlikte o adak, önce halkı uyandıran, devleti kuran benzersiz yaratıcı ve dirilmenin erkekçe fikrini memleketine aşılamak için şahsında askeri şef kahramanlığıyla, politika dehası birleşmiş olan Mustafa Kemal'e aitti."
Kabul edilmelidir ki her yabancı diplomat veya temsilci Atatürk ile ilgili gözlemlerinde pozisyonları gereği eşit konumlarda olmamışlardır.