Kafamın bir yanı "Baskın seçim"e hazır. Diğer yarısı başkanlık oylaması ve onun sonucunun geleceği Referandum'da. MHP'nin yakın dönemin en zayıf günlerinde olduğunun farkındayım. Semih Yalçın'ı 'Belarus Ekibi'nde görünce hiç sürpriz olmadı. Ne kadar harcırah aldığını ise merak ediyorum. Devlet Bahçeli'nin Yalçın tarafından yönlendirildiğine iyice inanmaya başladım. Birlikte bir 'Misyon Partisi'ni batırdıkları kesin. Tutturdukları yolun sonu baraj altı. İhraçları sürdürecekleri ayan beyan ortada. Bu da, sandığa gömülüşün bir başka işareti. Hani aklıma gelen soruyu da dillendireceğim; "Devlet Bahçeli ile Fatih Terim aynı coğrafyadan. Kan grupları da aynı mı?"
...
Şimdi MHP Genel Başkanı'nın ülkeyi düşündüğünü iddia ettiği yanına seslenmek istiyorum. Nihayet Ak Parti'nin anayasa taslak metni MHP'ye geldi. Pazarlık masasına oturulacak. Devlet Bahçeli'den tek isteğim "Türk Dili'ne sahip çıkması". Cumhurbaşkanı Erdoğan ve tüm ekibi uzun zamandan beri aynı şeyi tekrarlıyorlar. Tek bayrak, tek vatan derken "tek dil" ağızlarından çıkmıyor. Daha doğrusu korunacak "millî değerler" listesinden çıkarıp attılar. Bunun bilinçli yapıldığı inancındayım. Bahçeli'den isteğim Türk Dili'ne gerçek anlamda sahip çıkması. Tüm MHP tabanının da aynı düşüncede olduğunu bilmeli.
...