"Bugün Bayram Çocuklar" diyen Barış Manço'yu hatırlarım. Vefatının üzerinden yıllar geçse de unutmak mümkün mü? Hele benim gibi 73 yaşına ayak basmışların... "Sarı Çizmeli Mehmet Ağa"dan sebzeli meyveli şarkılara kadar hâlâ söylüyoruz. İlle de "Hey Koca Topçu"sunu... Bayramla karışık Fırat'ın Doğusu ve Batısı gündemine gerçekten yakışıyor.
Yazdığım için tekrarlamaktan çekindiğim ilk kurban öyküm babamın görev yerlerinden birinde, İskenderun'daydı. Birinci sınıftaydım, İsmet Paşa İlkokulu'na gidiyordum. Bayrama en az 1 ay vardı, kurbanlık alındı. Alnında kınası da var. Biz hayvanı sevdik, hayvan da bizimle arkadaş oldu.
-Birlikte hayat-
Annemden gizli, şarkıdaki hale geldik, "Ben Kınalı'yı, fındık, fıstık, badem ile beslerim". Hoş, Münevver Hanım'ında aynı şeyleri yaptığının farkındayız, çaktırmadan... Bahçeli kocaman bir lojmanda oturuyoruz. Kınalı içeride yatmakta ısrarcı...
1 ay çabuk geçti, o gün geldi dayandı. Kasap takımı avdet etti. Kınalı kesileceği yere bir türlü gitmiyor. Annem, "Götür şunu" diye bağırdı. Devreye ben girdim ve kuzu kuzu peşimden yürüdü. Anında yatırdılar hayvanı. Bıçak gırtlağına dayandığı an donup kaldım. Bu kaskatı oluş günlerce devam etti.
Ondan sonra karı-koca kavgası başladı, "Niye erken aldık"tan, "Niçin çocukların gözü önünde kesildi"ye kadar bu tartışma bitmedi. Sonunda bunun bir daha tekrarlanmaması kararı alındı.