Hiçbir zaman görmediğim, tespit etmediğim konuyu dillendirmedim. Orhan Uğuroğlu aradı ve TBMM'de Çetiner Çetin'i gördüğünü ve benim yazdığım gibi "arkasında Mesud Barzani fotoğrafının olmadığını söylediğini, belirtti". İlginç olan Uğuroğlu'nun Çetin e-postasını bana değil de Ahmet Yabuloğlu'na geçmesi. Ne cevap aldı bilmiyorum ama üç saat sonra beni de aradı. Çetiner Çetin "aracılı mesajı"nda çok saygılı. "Gazetecilik yaşamımda koltuğumun arkasında hep Gazi Mustafa Kemal'in portresi olmuştur" demekte. Sonra şöyle devam ediyor; "Odamda çerçeveletilmiş bir siyasinin küçük bir fotoğrafı dahi yer almaz".Barzani fotoğraflı görüntüsü -iki ayrı dönemde- demek ki kendi odasında çekilmemişti. Ya da Erbil'de idi. Bunların zamanlaması da Kuzey Irak referandumundan önceydi. Arşive girerse haklı olduğumu görecektir. Çetiner'le ilk bağlantıyı mesajını elime aldığım an kurdum. Tahmin ettiğim gibi sıcakkanlı ve fevkalade saygılı biri. Çok da iyi anlaştık. Böylece Uğuroğlu'nun aracılığına da gerek kalmadı.Çetiner Çetin'in Hakkârili oluşunu itirafına sevindim. Yıllar önce, seçim zamanı iki defa buraya gittim. Hem insanını hem Yüksekova'da elde edilen balını çok sevdim. Yine Çetin'e gelince Orta Doğu ile ilgili tespitlerini başarılı buluyorum. Arada katılmadıklarımın çıkması doğal. Yeni görev yeri Türkiye gazetesinin Ankara bürosundaki odasından yolladığı Atatürk'lü fotoğraflarına teşekkür ederim. Tabii nazik davetine de.***Gençleşip solculaştıProf. Dr. Burhan Kuzu'yu tanıyanlar pamuk gibi kalbini bilir. Bakmayın siz ekranlardaki esip gürlemelere. Aslen Kayseri'nin Develi ilçesindendir ama onu ilk kez dinleyen Karadenizli zanneder. Bir anayasa uzmanı olduğunu unutmayalım. 2019'da resmen yürürlüğe girecek Başkanlık Sistemi de onun ürünü.Hocayı bu defa CNNTÜRK'te gördük. Şirin Payzın'ın karşısındaydı. Kuzu'da "İlle de Kemal Bey'i -Kılıçdaroğlu- konuşalım" zorlaması dışında olağanüstü değişimi fark ettim. Bıyıkları ve kalan saçlarına verdiği formatla gençleşmişti. Diğer farklılığı ise kafa yapısında, Yani dünya görüşünde. Antiamerikan, antiNATO söylemlerde bulundu. Hani içine Doğu Perinçek sızmış gibiydi. 15 yıldır gönül yarası haline gelen "bakan olamadım" acısını bu kez dışa vurmadı. TBMM Başkanlığı teşebbüsünde uğradığı akametin moralini iyice bozduğu kesin.Sürpriz istifaBir geceliğine Teke Tek'e dönüşen Ne Oluyor'un ikinci konuğu Levent Gök'tü. ABD'deki davaya öncelik vererek başladı. Özetle "Dün Sarraf'a hayırsever iş adamı diyerek şilt verenler, bugün Cehenneme gönderiyorlar" diye konuştu.Şaşılacak olan Gök'ün CHP'deki görevinden istifa ettiğini açıklaması idi. Neden olarak "Gençlere yol açmayı" gösterdi. Buna inanmakta zorlandık. Genel başkanıyla tartıştığı dedikoduları yaygın.***Uzaktan izlemekÇalışma arkadaşım Esat Atalay'la kısa bir fikir jimnastiği yaptık. Konu, Kılıçdaroğlu-Erdoğan restleşmesiydi. Sonuçta bu işe hiç olmazsa bir süreliğine girmeme kararı aldık. Bir yandan bakıyorum "Bu kadar organize kurgu olur mu?" diye soruyorum. Diğer taraftan, CHP'nin geçmişte havada kalan sansasyonlarını hatırlıyorum.Hepsinden önemlisi futbol tabiriyle "Merkez Hakem Kurulu" yanlı. Hani Osmanlı'daki "Tacizci Kadı" örneğindeki gibi. Demek ki düğüm çözülene kadar seyirci kalacağız.***Herkese geçim parasıSoner Ağlık'ın Yeniçağ'la ilgili değerlendirmesine teşekkürler. Öğretmen maaşlarıyla ilgili yazıma katılmamasına saygı duyuyorum. Ancak asgari ücretli çalışanlarla kıyaslamasına itirazım var. Dileğim, bu ülkede yaşayan herkesin insanca geçinebileceği maaşı alması....Erdem Demirdağ'ın övgülerine minnettarım. Okurlarımız baş tacımız....İsa Yıldırım, Cuma hutbelerine değinmekte. "Öğretmenler Günü" ve hatta bir gün sonraki "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü"nün hatırlanmasından mutlu. Ancak 10 Kasım Cuma günü Atatürk'ten hiç söz edilmemesine "Bu nasıl zihniyet" diyor....Umur Hazangil'in bahsettiği TRT Müzik'te yayınlanan Harman Yeri'ni seyrettim. Programa çok sesli koro ile bir opera sanatçısının dahil edilmesini ben de yadırgadım. Hazangil'in dediği gibi "opera tarzı türkü çığırmalar" THM'ye yakışmıyor.