ATATÜRK'ü 9 Kasım'da okunacak hutbelere almayı unutan(!) Diyanet İşleri Başkanı'nın makamında oturması sürüyor. Bu göreve atandığı gün araştırmıştım. Neden Ali Erbaş? Yalova Üniversitesi'nin rektörüydü. İlk bakışta doğal karşıladım. Sonra doğruluğundan şüphe etmediğim kaynaklara sordum. Kafama takılan "meşhur Abant toplantılarına" katılımcılardan olduğu bildirildi. Hani şu FETÖ'nün periyodik işlerinden olan. Toplantı sonunda zarf içinde dağıtılan dolarları aldı mı bilmiyorum? Erbaş, bu iddialara "Hayır gitmedim!" diyemedi. Zarfı reddettim diye de konuşmadı.
Gelelim en önemli ve yakın zaman örneğine. Ata'yı anma törenlerine gün değil saatler kala, ziyarete gittiği şahsa bakın; Kadir Mısıroğlu. Namı diğer Fesli Kadir. Hani şu "Her 10 Kasım 9'u beş geçe herkes topluca kenefe gitsin" diyen şeriat heveslisi.
Neden sahi? Erdoğan'ın "Bize yeter" dediği İstiklal Marşı'mızın şairi Mehmet Akif Ersoy'un yedi sülalesine küfrettiği için mi? Ya da "Keşke İstiklal Savaşı'nı Yunanlar kazansaydı." dediği için mi?
İçinde bu ülkenin kurtarıcısının adı geçmeyen bir hutbeyi hazırlatmayan Diyanet İşleri Başkanı'nın yaptığına bakın. Haklı tepkiler üstüne yaptığı açıklamaysa trajikomik: "İnsanî ziyaret." Peki, sarık ve cübbe ile gidişine ne demeli? Bir tarafta fes öbür tarafta sarık!
Bu skandallar zincirine "örümcek kafalıların buluşması" diyebiliyorum. İtiraf edeyim patenti de bana ait değil. Bu sözleri ilk defa söyleyen Semih Yalçın. MHP Genel Başkan Yardımcısı'nı ilk defa bir konuda tebrik ediyorum. Ve çok şükür diyorum...
Erdoğan, yanında eski Meclis Başkanı İsmail Kahraman olduğu hâlde "Fesli'yi ziyaret etmedi mi?" Sanırım bu da insanî ziyaretlerin ilkiydi.