Bazı yönlendirmeleri okurlarımdan alıyorum. Ara sıra da olsa yanlışlarımı dahi özenle bildiriyorlar. Kırmadan, üzmeden. Örneğin Fatih B. Karabacak, Metehan Türk ve Ahmet Güney bunlardan. Engin Balim'in sözünü ettiği grupla ilgili belirli konulara girmek istemiyorum. Ancak olası saldırılar için uyarılara devam sözü veriyorum. Bazı dostlarım da fazla uzun yazıyor. Hepsini sonuna kadar okuyorum. Yayınlayamamak üzüntüm. Kimilerine yer bulduğumda seviniyorum. Kısacık yazanları galiba daha el üstünde tutmaktayım. Bunların başında Levent Hardalaç geliyor. Bakın şu son yazdıklarına:
"Hep, okuduğum yazarlar içerisinde Kutup Yıldızı gibisiniz. Dur bakalım Burhan Üstat ne yazmış diye açıp okuyorum. Çünkü yorumlarınız hep millî ve yerli. Gereksiz goy goy yok. Allah kaleminize kuvvet, size sağlıklı ömür versin".
Esas görev
Emekli Binbaşı Şamil Yücel'in satırları beni etkiledi. Yazdıklarını sizlerin de beğeneceğinize eminim: "PKK ile mücadele sırasında vurulan bir subayım. Tam 21 gün ancak sıvı gıda geçen boğazımdaki yara izlerini altın kolye gibi taşıyorum. Bence ateşi kaynağında söndürmek gerek. Bizim analarımız değil, onların anasını ağlatacaksın. Kandil'e Ay Yıldız'lı bayrağımızı dikersek şehitliği hak ederiz. Ne pahasına olursa olsun, korkmayacaksın. Yürekli olacaksın".
Hangi Bahçeli?
Yaşar Usluer'in Yeniçağ yazarları için övgülerine teşekkür ediyorum. Gönderdiği mesajlar arasından birini buraya alıyorum:
"Saygıdeğer Burhan Abi,