Sinyor'u kaybettik. Uzun zamandır o çaresiz hastalıkla mücadele ediyordu. Sonunda Hakk'a yürüdü. Bir taraftan çok üzgünüm. Diğer yandan onunla birlikte çalıştığım için gururluyum. En son görüşmemiz birkaç ay önce oğlumun aracılığıyla oldu. Birden yanımda Tamer belirdi ve telefonunu uzattı. Peşinden, Can Bartu, dedi. "Nassın Burhan'cığım" diye söze başladı. "Seni okuyorum, iyi yazıyorsun" diye tamamladı.
Sporumuzun bu ünlü insanıyla bizi birbirimize kaynaştıran ana unsur Amerikan Kolej Basketbolu oldu. Tercüman yıllarında, hemen her konuda sohbet ederdik. Ancak NCAA ayrı değer taşırdı. Hele benim, basketbolun bu dalı için tutkum sayesinde daha fazla yakınlaştık.
North Carolina'nın Amerika şampiyonluğu maçını salondan izlemiş olmam değer oluşturdu. Bartu da her yıl ABD'den Kolej maçlarının kayıtlarını getirtirdi.
Büyük yetenek
Yazdıklarını, gazeteye girmeden önce pek nadir kişiye okuturdu. Bunların belki de ilki bendim. Daha sonraki yıllarda bu görevi oğlumun alması da ilahi bir rastlantıydı. Sonra hastalığı yüzünden ekran konuşmalarıyla yetindi.
"Can Bartu'yla Futbol Gündemi"ni FB TV'de uzun soluklu hâle getirdi. Bir süredir de sağlık nedenleriyle ara verdi. Tesadüfe bakın ki geçtiğimiz pazartesi akşamı yayımlanan bir veda oldu. Perşembeyi cumaya bağlayan saatlerde çekti gitti.