Her 23 Temmuz günü tuhaf duygularla dolarım. Hüzün ve sevinç iç içedir. 2000 yılında hayatta en sevdiğim varlıklardan biri olan Cenk Koray'ı kaybettim. Tam bir yıl sonra aynı gün ve yaklaşık aynı saatlerde bir başka Cenk Koray dünyaya geldi. Yani torunum.
Sanki sinemalarımızda uzun süre kapalı gişe oynayan film gibiydi; "Siyah Orfe". Aslında bu yapımın senaryosu bir Brezilya efsanesine dayanıyordu; "Bir Orfe öldüğünde, peşinden yenisi doğar". Tahmin ettiğiniz gibi bugün, 17 yaşını dolduran Cenk Koray'ın da doğum günü. Birine her zamanki gibi dualarımı, delikanlılığa ayak basana sevgi ve başarı dileklerimi yolluyorum.
Gerçek arkadaşları
Cenk ağabeyin can dostlarından Müjdat Gezen, Cenk Jr. ile tanıştığında onu uzun uzun sorguladı. Sonunda bana söylediği; "Burhan bak, zevkleri tamamen tutuyor. Bu da tenis oynuyormuş" oldu. Burada diğer can yoldaşlar müzik dünyamızın iki ünlüsü Neco ve Ömür Göksel'i de hatırlatmak istiyorum. Ağabeyimin defin günü yürekler parçalayan hallerini unutmam mümkün değil.
Onlara da sağlıklı uzun ömür dileklerimi gönderiyorum.
Tanışmamız