12 Eylül 1980 darbesinden sonra hep aynı saplantıda kalındı; "CHP'nin oyu hiçbir zaman yüzde 25'i geçmez". Ankara Güvenpark'ta başlayıp İstanbul Maltepe'de taçlanan yürüyüş bu inancı söküp attı. Yıllar yılı süren oran duvarının yıkıldığına inanıyorum. İstanbul İl Başkanı'nın koyduğu "1.5 milyon kişi toplayacağız" hedefi geçildi. Tüm partilerin katıldığı ve STK'ların destek verdiği Yenikapı mitingindeki sayının aşıldığına çıplak gözle tanıklık ettik. İlk anda Özgür Özel'in "1 milyon 600 bin kişi var" sözüyle dalga geçenler bunun gerçek olduğunu görünce şaşırdılar.Yandaş medyanın "yok farz edip, görmezden geldikleri"ni örtebilmek mümkün olmadı. İstedikleri kadar bunlar taşıma bipi atsınlar. Gerçek ortada. CHP tarihinde Ecevit'in ünlü Taksim mitinginden bu yana ilk defa böylesi bir organizasyon başarısı yaşandı. "Taksim'e 300 bin kişi sığmaz" tartışmalarını bugün gibi hatırlıyorum. Nazlı Ilıcak'ın "Ancak 100 bir insan sığar" diye karşı çıkışı. Zaman, Rauf Tamer ve merhum Bakan Sudi Türel'i haklı çıkarmıştı. Bülent Ecevit, seçimden Başbakan olarak çıkmıştı. İstendiği kadar "transferlerle kuruldu" dense de.Süleyman Demirel'in Çanakkale'deki büyük toplantısı da bir başka mesajdı. İl nüfusunun iki katı katılımcı vardı. Hemen peşinden gidilen sandıkta meşhur "bej-0"la biten milletvekilliği yenileme seçimi gerçekleşti. Senato ara seçiminde AP 32, CHP 11 sonucu da çifte kadayıf oldu. Sonuçta Demirel yeniden Başbakanlık koltuğuna oturdu. Geçtiğimiz pazar böylesi bir koku aldım. Siz ne dersiniz?Tutulmayan sözlerMaltepe'de onca döviz ve pankart arasında bir tanesine takıldım; "Postacı taşaronlara adalet". Bunu üç gariban postacı taşıyordu. Yazıyı havada tutmaya çalışıyorlardı. Kameraların çektiğini fark ettikleri an yüzlerini saklamaya çalıştılar. Çünkü iktidarın hışmına uğramaktan korktukları belliydi. Yakın zamandaki cezalandırmaları hatırlıyorlardı. Yine bir takım "zehir hafiyeler"in ortaya çıkmasından çekiniyorlardı. Belki de isimleri çoktan tespit edildi. Yakında kapının önüne konulduklarını duyarız. Peki, bu işlere tevessül edenler niye kabahati kendilerinde aramazlar. Hani taşeronluk kalkacaktı? Bu sözlerini ne çabuk unuttular. Postacıların daha insanca yaşama talebi suç mu? Hükümet etmek çalışanı ezmek değildir. Hak arayanları ezmek hiç değildir. Ak Parti her şeyden önce bakış açısını değiştirmek zorunda. Devlet Baba olabilmek önemlidir. Bu da şefkat ve daha iyi imkân sağlamaktan geçer.Mutfak yangınıCHP'nin yürüyüşündeki başarının en büyük nedeni "mutfaktaki yangın"dır. Adana'da kilosu 30 kuruşa düşen domates, A 101'de dün sabah 4 liraya satılıyordu. Yağları tutana aşk olsun. Benzeri marketlerin sadece "havuz medyası"na verdikleri ilan desteğini bilmeyen var mı? Migros'ta dökülme zamanı gelmiş taze fasulyeye 7.75 lira etiket konmuştu. Et ve mamullerine yapılan ortalama beşer liralık zamları görmüyorlar mı. Yağ ve peynirde de aynı durum mevcut. Sen bunları denetleyemediğin sürece 2019'daki "seri sandıklar" sonucunu kabulleniyorsun demektir. Bir başka yanılgıları "besleme medya" sayesinde gerçeklerin çarpıtılacağına inançları. İşlerine gelmeyenlere "açlıktan ölsünler" taktiği artık sökmüyor. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovacağınıza kulak verip, dinleyin.Gündem değiştirme çabasıAnkara'dan İstanbul'a yürüyüşün adı bir yerde başkaldırıdır. Maltepe sahilinde bu cehennem sıcağında toplananlar mutfağın sözcüleridir. Tekrarlıyorum, bunu bastırmanın tek yolu çözüm sunmaktan geçer. Ezmekle bir yere varamazsınız. Bu kafayı değiştirmezseniz 2019'da yıkılıp gidersiniz. Yerel seçimler ise başlangıç olur.Sayın Başbakan da tam final günü "icraat propagandası"nın bir işe yaramadığını anlamalı. Helikopterle dolaşmak kolay. Hele bir yola koyulsun da, yerden yere vurduğu "tabanvayın değerini görsün!"***Eren, TRT Genel MüdürüBeklenen onay nihayet çıktı. İbrahim Eren resmen TRT Genel Müdürü oldu. İyi eğitimi, kısa süredeki başarısı Eren'i çoktan hak ettiği yere taşıdı. Tebrik ediyor ve daha da başarılı icraatlar bekliyoruz.***BelgesellerPek çok ekran işin kolayını buldu. Başta BBC'ninkiler olmak üzere dayıyorlar yabancı yapımları. TRT Belgesel iyi konumda. Bu ekrandaki ilgi çekici yapımlar fazla. Bela Bartok'un programının tadı hâlâ damağımda. Daha doğrusu, göz ve kulaklarımda. Macar müzikoloğun kağnı sırtında karış karış gezdiği Anadolu'dan tespitleri müthişti. Ankara, Osmaniye ve Budapeşte müzelerindeki kayıtların harmanı inanılmazdı.