Aynı gün gerçekleşen iki halk iradesinden söz edeceğim. İlkinin sonucu kolay alındı. İleri teknoloji kullanıldığı için kimin kazandığı çabuk belli oldu. O Ses Türkiye'den bahsettiğimi anlamışsınızdır. "Basit bir yarışma" deyip, geçmeyin. Bana CHP'deki durumu hatırlatıyor. Geçen yıl Dodan'la kazanılan birincilik bu sene de tekrarlanmak istendi. "Mezhep müzikleri" ön plana çıkarıldı. Türkiye'nin böylesi ortamında işin nereye gidebileceği hesaplanmadı. Birileri Gökhan Özoğuz'un iyi niyetini istismara kalktılar.
Son anda vatandaşın sağduyusu galebe çaldı ve Lütfiye Özipek adlı yarışmacı -üstelik bayan- şampiyon oldu. Biraz müzik bilgisi olanlar, bu kızın müthiş ses ve yorumunun hakkını verdiler. En güzel özelliklerinden biri her şarkıya ahenk katmasıydı. Bir yerde de Hadise'nin dileği gerçekleşti; "erkek egemenliği yıkıldı".
Sapmalar önlenmeli
En önemli tespitim ise bazı kafalar için olacak. İcra edilen müzik, tüm toplumu kucaklamalı. Sadece belli bir kesime hitap ediyorsa, yanlışlık var demektir. Bu yolda ısrar rap zorlamasından çok daha tehlikeli. Yarışma süreceğine göre organizasyona önemli görevler düşmekte. Birtakım "örtülü denetimler" şart oldu. Ben bunları yazayım da, Acun Medya dikkate alır ya da almaz, onların bileceği şey.
Her türlü ritüel, kendine özel mekanlarda sergilenmeli. Televizyonda değil. Doğru olan budur.
Öbür seçim