Domatessiz ya da yan ürünlerinin yer almadığı kaç yemek vardır? En azından kurutulmuşunu veya salçasını kullanmak mecburiyet gibidir. Birkaç istisna dışında, domates ve türevleri mutfağın ana malzemesidir. Şöyle bir esnaf lokantasına girdiğinizde gözünüze ilk çarpan renk kırmızıdır.
İçinde domates bulunan her yemek eskilerin tabiriyle şen şakraktır. Siz bu yerlerde önce onun tadını alırsınız. Köfte ya da pirzola gibi et ürünleri siparişi verseniz yanına mutlaka birkaç domates dilimi eklenir.
Türkler domatesi geç tanımıştır ama hakkını tam vermiştir. İddiaya göre domatesin pelte ve salçasını dünyaya kazandıran da biz olmuşuz. Yani, bir yerde yılda 12 ay kullanılmasını bize borçlular. Hızımızı alamamış, turşusu ve reçelini bile imal etmişiz.
Rekor meselesi
Dünyanın sayılı mutfaklarından birine sahip olmakla böbürlenen Fransızların ilk övünmesi "6 bin çeşit yemeğimiz var" şeklindedir. Oysa Osmanlı'nın at koşturduğu dört kıtadan derlediklerini de bir kenara bırakın. Sadece Anadolu'dan 7 binin üstünde yemek çeşidi çıkarabilirsiniz. Buna 21 ilde hepsi farklı çiğ köfte ve bulgur pilavı çeşitleri eklerseniz rakam uçacaktır. Böylece kasıntı Fransızlara fark attınız demektir.
Türkiye yakın sayılacak dönemde yemek sanayisine geçse bile her şart ve ortamda hayvan besler. Metropollerde tavuk, koyun gibi görüntülere tanık olursunuz. Tandırlarını yakarlar.