Hava tahminlerinde nereden nereye geldiğimizi iyi anlıyorum. Artık komedi parodilerine -pencereden şemsiye uzatmak gibi- malzeme olan "sallamalar yok". Merhum Ali Esin'den bu yana epey mesafe alındı. Esin'le 1 yıl aynı gazetede çalıştım. "Niye bu kadar yanlışa düşülüyor" diye sorduğumda verdiği cevap ilginçti; "Florya gibi uyduruk merkezlerden fırlattığımız patlak balonlarla tahmin ancak bu kadar olur". Sonra da ilave etmişti; "Bak ben şimdi ne iş yapıyorum. Halkla ilişkiler".
Tesadüfe bakın kader Amerikan tarihinin en büyük kar fırtınasını Washington DC'de yaşamamı istedi. 1982 yılının son günlerinde bu hafta yaşadığımızın beş beterini gördüm. Adam boyu kar yağdı. Marketlerde ekmek kalmadı. 35 yıl önceki felaket bizde de oluştu. Saat saat. Tıpkı geçtiğimiz Cuma günkü alarm gibi. Maruz kalınan kâbus aslında insanımızın vurdumduymazlığından. 100 yaşında, üstelik kabak lastiklerle trafiğe çıkanlar yolları kapadı. Yoksa ulaştığımız meteorolojik tahmin kapasitesi alkışlanacak seviyede.
Ana sorun
Hayatımızı en fazla etkileyen arıza ise elektrik kesintileri idi. Günlük güneşlik havalarda "esip gürleyen" Sayın Enerji Bakanımız "işi bilmemenin" faturasını "hayali sabotajlara" bağlamaya çalıştı. Kamuoyunda oluşan tepkilerle Mehmet Müezzinoğlu'nu bile geride bıraktığı ortada. Dilerim bir türlü önleyemediği arızalar artık son bulur. Bu işlerin "sağa sola bağırarak" düzelemeyeceği gerçeğini anlamalı. Bire bir yaşadığım -Cuma gecesi- birkaç kesinti örneğini vermek istiyorum: