Cumhurbaşkanı'nın ayın 19'undaki Amerika seyahatinin aradaki gerilimi azaltacağı kanısında değilim. Her şeyden önce aldığım bir haber beni bu karamsarlığa sevk etti. Erdoğan'ın gezisi için yepyeni bir koruma ekibi hazırlandı. ABD'li savcının iddianamesinde yer alan polisler götürülmüyor. Hatta, olaylı gezide olmayıp Fetö'cülerin listeye aldırdığı isimler bile kafileye dahil edilmedi. Doğrusu da buydu. Adamlar problemleri büyütecek tezgâhlar peşinde. Umulmadık bir şey çıkarırlar mı? İşte onu ayın 19'undan sonra öğreniriz.
Trump'la BM'de ayaküstü görüşmelerden bir şey elde edilebilir mi? Hiç sanmıyorum. Suriye ve Irak gibi çıban başlarını sınırımızdan söküp atamayacağımıza göre, hayal görmeyelim. YPG/PYD'ye destekleri ise hız kesecek gibi görünmüyor.
***
Sendika da aynı kafada
Yeni müfredat tartışmaları hız kesmiyor. Bu işi yıllarca uyutup, tam okullar açılırken gündeme taşımanın amacı net. "Biz yaptık, oldu" ile istediklerini yürürlüğe sokacaklar. Konuyla ilgili daire başkanı Alpaslan Durmuş'un görüntüsü ve söyledikleri açıkça niyet belirtisi idi. Bu defa CNNTURK'te M. Eğitim Bakanlığı'na hâkim sendikanın temsilcisini izledik. Eğitim BİR SEN'in başkan vekili Latif Selvi, Alpaslan Durmuş'tan farksız. O da "evrim karşıtı"!
Eğitim Sen'in bayan başkanı Feray Aytekin Aydoğan'ın çabalarının sonuçsuz kalacağı apaçık. İlginç olan Andy-Ar'ın başı Faruk Acar'ın sözleriydi; "Ak Parti sağlık ve ulaşımda ne kadar başarılıysa, eğitimde o kadar başarısız. Mevcut din eğitimi de, eskiye göre çok daha kötü".
Öte yandan bir zamanlar üniversitelerde kurulan ikna odalarının 2013'ten bu yana liselerde hortlatıldığı dillendirildi. Üzücü olan diğer konu bu okullar isim isim sayılmasına rağmen, itiraz etmesi gerekenler sustu. Duymazdan geldiler.