Yıldırım Demirören'in aSpor'a demeci, Fransa'da başlayan başarısızlıkların kimlere fatura edileceğini netleştirdi; Haluk Ulusoy. TFF Başkanı'nın "siyasi alandaki yenilgilerini başka dalda kapatmaya çalışıyorlar" deyişi ilginçti. Demek ki, İzlanda yenilgisinin bile nedeni "muhalefet" imiş! Arda Turan'ın 427 bin lira prim aldığının ortaya konulduğu konuşmanın satır araları Terim'e açık destekti. Bir yerde düğmeye basılmış gibi, medyanın iktidar kanadı benzeşen yayınlara başladılar. Yakın zamanda küçük çıkışlarda bulunanlar bile yön değiştirdi. Kimilerinin kalemleri durdu. Bazılarının çeneleri kapandı. Bakalım seneye yapılacak "naklen yayın ihalesinde" iktidar kimden yana ağırlık koyacak?
Cumhurbaşkanı için bir büyüğüm "Çok vefalıdır. Kendine yapılan iyilikleri asla unutmaz" şeklinde konuşmuştu. Bu laf kulaklarımda. Demek ki Terim'in yıllar önce AB üyeleriyle yapılan maçta verdiği "gol pasları" unutulmadı. Erdoğan'ın futbol tutkusunun hız keseceğini sanmayın. Artarak devam ettiği ortada. Hatta sporun her türlüsüne ilgili. Son örneğini Basketbol Federasyonu seçimlerinde görüyoruz. Hidayet Türkoğlu'nun danışman yapılması, sonra federasyon başkanlığı için işaret edilmesi bir başka örnek. Bu tip müdahaleler artarak sürecek. Bu görüşüm falcılık değil.
İstendi mi oluyor
TRT Spor'da uyanış devam ediyor. Eski adıyla "2. Lig" yayınları tekrar başlıyor. Bunun yanı sıra Turgay Şeren Sezonu'nun özet görüntü ihalesini aldılar. Basketbolda durum aynı. Anında canlı yayına geçişler sevindirici. Devlet kanalı canlandı. Bunda yeni müdür Mehmet Buğra Şahin'in katkısını inkar edemeyiz.
TRT'nin tek gerçek belgesel programı "Dünden Bugüne" ekrana döndü. Yayınlandığı her dönemde sayısız birincilikler kazanan bu yapımın direksiyonunda Orhan Ayhan var. Yapımcı Murat Çelik. Bu defa editör de verildiğini -Zeynep Gönlüer- Ayhan'ın ağzından duyunca şaşırdık. Demek ki yıllar yılı süren ihmal sonlandırılmıştı.
Bir kutlama
Galatasaray'ın 111. yıldönümünde konuk Faruk Süren'di. 5.5 yıllık başkanlığında kazanılan 14 kupayla rekortmen. Kuşkusuz bunların en değerlisi 2000 yılındaki Avrupa Şampiyonluğu. Gül Baba'nın II. Beyazıt'a verdiği sarı kırmızı buketle başlayan öyküden bugünlere gelindi. Giyimi kuşamı ve konuşmasıyla tam bir İstanbul beyefendisi Faruk Süren. Önemli tespitlerde bulundu: