Şimdi kaleme alacaklarım, genel tespit. 60 yılın üzerinde futbolla ilgiliyim. Oynadım, izledim ve kaleme aldım. Hatta radyo ve televizyonlarda yorumladım. Ayaktopumuzun şu andaki hâline baktıkça, paniklemeye başladım.
Süper ligimizden birkaç örnek vermek istiyorum. Quaresma: Tam gitti derken, yine kaldı. Düşünün adamın yirmi senelik futbol yaşantısında tek kırmızı kartı yok. Beşiktaş'a geldikten sonra "tam dört kez gördü." Kısa devreleri, sadece sınırlarımız içinde yapsa, sineye çekebiliriz. Uluslararası müsabakalarda da aynı arızaları göstermekte. Baba Hakkı (Yeten) döneminde olsa çoktan sopayla dövülüp sonra Lizbon bileti kesilmişti.
Gaddarlık
Malatya-Beşiktaş maçını seyrediyoruz. Adem Büyük, Lens'e arkadan faul yapıyor. Tam da Aşil Tendonu'na yönelik. Yani futbol hayatını bitirecek yere. Büyük'ün karakteristik faullerinden biri. İzlerken yanımdaki "Beşiktaş alt yapısından yetişti" diyor. Ben de cevaplıyorum; "Ne fark eder. Her tarafta, Kasımpaşa'da da bunları yapıyordu. Onun için forma renginin önemi yok."
Skertel
Fenerbahçe-Konya maçında Skertel'in yaptığı gaddarlık ne ilk ne son. Leonard Luta'ya hareketini tanımlamak için "uçan tekme" yeterli. Eğer Luta ayağını havada tutmasa, kaval kemiği parçalı kırık operasyonuna girmişti.