Medyanın böylesi teknik imkânlara sahip olmadığı yıllarda gazetelerin gece sorumluları önemliydi. İçlerinde efsane diyebileceğim adlarla çalıştım. Örneğin, üniversitede daktilo-steno hocalığı da yapan Ertum Öcal. Cumhuriyet'in beyni idi. Haberi iyi koklar, değişiklikleri mükemmel yapardı. Milliyet'te ise iki isim vardı. İlhan Banguoğlu ve Yılmaz Büyükerşen. O akademik kariyerini, gazetecilikten daha ön planda tuttu. Genel Yayın Müdürü olacak iken profesörlüğü tercih etti. Belki de esas hedefi siyasetti. Neticede ona yöneldi. Bildiğiniz gibi Eskişehir Belediye Başkanlığı'na demir attı. Şimdi de Cumhurbaşkanlığı adaylığı için nabız yokluyor. Gerek parti içinde gerek Kemal Kılıçdaroğlu'nun kafasında önemli konumda. Tek handikabı yaşının 81'i geçmesi. Bu yüzden Cumhurbaşkanlığına işaret edilmesi zor. "Nasılsa seçilemez. Yine de gösterelim" diyenlerin sayısı az değil.
Hatası
Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen 36. Olağan Kurultay'da Divan Başkanlığı yaptı. Çatlak ses çıkmaması, onun adına olumluydu. Ancak tarihi bir tüzük hatası yaptı. Adaylardan Muharrem İnce'yi işaret edenlerin mükerrer imzalarında tüzüğü uygulamadı.