O kadar çok kanalımız var ki hangisini seyredeceğimi şaşırıyorum. Her gün kendime göre ayarlama yaparım. Programlara bakıp, neyi izleyeceğime önceden karar veririm. Bu konuda en rahat olduğum spor naklen yayınları. Olağanüstü bir şey olmazsa, üç beş dakika dışında kayma olmaz. Maç oynanırken, yoruma bayılırım. Örneğin paslaştıklarımın başında meslektaşım Erkan Yiğit gelir. Hoş doğaçlama esprileri vardır. Örneğin Tolga hatalı gol yediğinde anında arar ve "Bu Şenol Güneş var ya bölgecilik yapıyor". Laf aramızda onun bu yorumuna katılırım. Tabii, o kızgınlık anında. Bir süre sonra Beşiktaş golü atar ve kızgınlığımız yok olur. Madem sporla girdim devam edeyim. CNNTÜRK ve NTV Spor'un kan kaybettiği kesin. Bu kulvarın en canlı ekibi aSpor. Serkan Korkmaz'dan başlayarak, çalışanları kutluyorum. Sıkı durun en kötü spor ekranını açıklıyorum; Lig TV. Tel tel dökülüyor. Dört bayan dışında çaba gösteren yok. Atalarımız boşuna konuşmamış; "Balık baştan kokar". Oturmuş, en önemlisi "marka" olmuş isimler yollandı. Sevilen programlar kaldırıldı. Gerekçe hep aynı tasarruf. Yahu siz milyon dolarları futbol ligi için dökerken maaştan kısıntı mı olur? Sadece ayak topu değil, basketbolda da durum aynı. Basketbol Dergisi'ni bitirmek kimin fikri? Lig TV'ye öyle yorumcular topladılar ki, iki kelimeyi bir araya getirmekten aciz. "Saç-sakal şekilleri"nden başka numaraları yok. Musluk başına oturtulanların kankaları oldukları belli. Medyanın yazılı bölümü de bu hastalıktan gidecek. TRT Spor'u şimdilik kenarda tutuyorum. Yeni ekibe biraz şans tanıyalım.