Bilginin elbette sonu yoktur. Ancak, bazılarının ihtisas sahibi olması gerektiği konularda "bilmiyorum" karşılığını vermesi şaşırtıcı. Örneğin emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz'un durumu. CNNTÜRK'teki tartışmada "Kesnizani"yi hatırlamaması tuhaf geldi. Bu tarikatın en önemli özelliği tamamen Kürtlerden oluşması. Sünnidirler. Ayrıca en büyük destekçileri ABD'dir. Hatta, Amerikalıların Saddam Hüseyin'i devirdiği operasyonda etkileri büyük oldu. PKK'yla mücadeleye yıllarını vermiş Ahmet Yavuz Paşa bu kadar mı ilgisiz? Yoksa birtakım doğruları söylemekten mi kaçındı? Bu tavrına Deniz Bayramoğlu da şaşırdı. "Sahiden bilmiyor musun" anlamında laflar etti.
Bu tartışmada bir gazetece kardeşimiz Ferhat Ünlü'nün "Celse" yerine "oturma müsaadesi"ni tercihini ise çözmek mümkün olmadı.
En büyük ayıp
Erdoğan'ın mini Afrika turu tamamlandı. Buralardaki Müslümanlara sahip çıkışı normaldi. Konuşmalarını Kur'an'dan eklerle yapması propagandanın parçasıydı. Çözemediğimiz nokta Güney Afrika ziyaretinde neden Nur-u Hamidiye'ye yer ayırmadığı. Sultan II. Abdülhamit'in yüz yılı aşkın süre önce yaptırdığı bu kız mektebine uğramamasını yadırgadık. Bu da tuhaf bir durum.
Cumhurbaşkanının bunca bakan, baş danışman ve akıl hocası arasında hiç mi Nur-u Hamidiye Kız Mektebi'ni hatırlayan çıkmadı? Ben Erdoğan'ın yerinde olsam, o kadar baş danışmanın arasına Hüseyin Movit'i de dahil ederim. Sevgili dostumuz, gerek bilgisi gerek Türkçe zenginliğiyle onlarca "saraydan bordrolu" arasında yıldız gibi parlayacaktır.
***