Önce size sıkıntımı tekrarlayayım. İkamet ettiğim Büyükçekmece'de Ziraat Bankası şubesinin yaşlılar için ne inilebilir ne çıkılabilir yerdeki kaldırım düzenlemesinden başıma neler geldi biliyorsunuz... Oradaki 6 küçük kedi yavrusunu beslerken düşüp sol kolumu ve omuzumu nasıl kırdığımı anlatmıştım. Bu kazanın ardından bir türlü toparlayamadım. Mevcut hasarlarımı gidermeye uğraşırken üzerine yine hastanelik oldum. Ambulansla Medilife Hastanesi'ne götürüldüm, Gerekli ilk müdahale yapıldı. Sonra Mimar Sinan Devlet Hastanesi'ne... Buradan buyrun, "Yine geldin, hadi bir de diğer kontrolları yapalım" derken ayağımın da çatlamış olduğu farkedildi.
Zorunlu ara
Kontrollar sırasında bayan doktorlar bir de zatürre başlangıcı tespit etmez mi?..
Bu nasıl oldu? diyeceksiniz. Hemen orta ikinci sınıfta tüberküloz hastalığı geçirdiğimi hatırlayıp bu bilgiyi doktorlarla paylaştım.
Hastanede yatırmak istediler, anan yahşi baban yahşi deyip eve dönüş vizesi aldık. Ama tekrar davet ettiler, amaç bu kez zatürreyi durdurmak.
Yani ne yazabiliyor ne okuyabiliyordum. Yazılarımı zorunlu bir ara vermek durumunda kaldım. Bu tedavi sürecinde zaman zaman gazetedeki sütunumda yazılarımı görmezseniz, merak etmeyin.