Tanem Şivar'ı Acun Ilıcalı sayesinde tanıdık. Bu şirin kızcağız Beyaz Show dahil pek çok yapımda göründü. Hatta sunuculuk ve program yapımcılığına terfi etti. Sonra geri plana çekildi. Zaman içinde minik magazin haberleriyle takip edebildik. Yeniden ön plana çıkışı Edhem Dirvana ile beraberliğiyle başladı. Bu deniz tutkunu şampiyon yelkenciyle kafaları uyuştu. Tekneyle dünya turu yapıp evlendiler. Bir de şirin bebekleri oldu. Üç köpekleriyle güzel bir altılı meydana getirdiler.Dirvana Ailesi doğayla içiçe hayatlarının önemli bir bölümünü tatil yörelerine ayırdılar. Herşey iyi gidiyor derken ortaya hasta ruhlu komşuları çıktı. Canı sıkıldıkça, kafayı tütsüledikçe herkesi rahatsız etmeye başladı. Adamın en büyük tutkusu sağa sola ateş etmek olunca ortalık iyice karıştı.. Jandarmaya şikayetettiler. Derdest edilip savcı önüne kadar çıkarıldı. Ve asıl felaket bundan sonra başladı. Tutuklanmayıp serbest kalınca mezalimini artırdı. İşe bizimkilerin iki şirin köpeği Cango ve Pamuk'u zehirlemekle başladı. Bu kadar kesin ifade kullanmamın sebebi, daha önce herkesin içinde "onları geberteceğim" şeklindeki tehditleri.Önce CNN Türk'te, sonra NTV'de bu zatın hezeyanlarını izledik. İnşallah onu tutuklamaya gerek görmeyen savcı ve hakim de seyretmiştir. Adam, Türkiye'nin önemli sorunu haline gelen ucuz tüfeğiyle dört bir yana ateş ediyor. Küfür kafir bir yana, tenasül uzvunu gösteriyor.TerkettilerBölgenin öteki sakinleri ne yaptı bilmiyorum... Tanem ve Edhem Dirvana bebekleri ve sağ kalan tek köpekleriyle İstanbul'a dönmek zorunda kaldı. Bu yazım yayınlanana kadarki gelişmeleri yine ekranlardan öğreneceğimize eminim. Dilerim bu defa yargı aynı hataya düşmez "uzaklaştırma cezaları"nın caydırıcılığının kalmadığı meydanda. Sadece bu yıl adli tedbir kararlarına rağmen 335 kadın ve kız katledildi. Böylesi ruh hastalarının yeri cezaevi ya da akıl hastanesi olmalı. Son sözlerim hayvanların korunmasıyla ilgili gerekli değişiklikleri daha fazla savsaklamanın gereği yok. Sokak köpeğini kesip biçmenin bedeli 295 TL. Eğer sahipliyse 425'e kadar çıkıyor. Böyle bir sistemi savunmayı anlayamıyorum. Biz ABD'den veya İngiltere'den daha mı vahşiyiz. Buradan tüm milletvekillerine sesleniyorum; hiç olmazsa hayvan katilleri karşısında beraberliği sağlasınlar. AK Parti bu konuda atacağı adımla "Atatürkçülük"ten daha fazla oy toplayacağına inanmalı.***Aynı konuNe Oluyor? en ağırlıklı bölümünü toplumda artan şiddete ayırmıştı. Kadın ve hayvan olarak iki başlık açıldı. Prof. Dr. Bahadır Erdem "Tanem Şivar olayı" diyerek söze girdi. Belli ki rahatsız olanlardan. Diğer konuşmacılar da tacizden tecavüze her türlü saldırganlığa karşı çıktılar. Aytuğ Atıcı şiddetin bilimsel açılımını sundu. Ana neden olarak ekonomideki bozukluk ve buna bağlı işsizliği örnek verdi. Anlayacağınız CHP milletvekili bilimsel takıldı. En derli toplu konuşmayı Orhan Uğuroğlu'ndan dinledik. "İnsan Suçları Yasası çıkmalı" diye başladı. Peşinden ekledi: "Çünkü toplumun mozayiği bozuldu". Örnek olarak ilk gençliğinin Ankara Bahçelievleri'ni gösterdi. Fehim Adak, Uğur Mumcu ve ABD Büyükelçisi gibi zıt görüşlülerin bir arada ahenkle yaşadığını anlattı. "Bunu bozduk. Hayvanları katleder, denizleri bitirir konuma geldik"i kafalara çaktı.***Amaç başkaBekir Ağırdır'ın NTV'deki şu sözleri son günlerin en güzel yorumu: "Erdoğan Atatürkçülüğü konuştu diye yeni oy gelmeyeceğini pekala bilir. Yaptığı sadece - Bizim Atatürk'le meselemiz yok- demektir". Ağırdır devamla "Toplumun da Atatürk'le sorunu yok ancak bazı AKP'liler - Atatürkü İnönü zehirledi- demekten vazgeçmeliler" şeklinde konuştu.Prof. Dr. Haluk Alkan da kendisine destek verdi; "AK Partililer sadece Atatürkü değil, diğer tarihi şahsiyetleri de eleştirmekten vazgeçmeli"Oral Çalışlar ise "Herkes birbirini eleştirsin ama saygı göstersin" diyen tek kişiydi.***İstifaya niyeti yokaSpor'un 90A'sında Milli Futbol Takımı'ndan başlandı,Yıldırım Demirören'e kadar gidildi. Tavsiye ile milli takıma alınan oyuncudan epeyi bahsedildi. Peşinden Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı'nın hala görevde kalması eleştirildi. Onun işbaşına getirdiği teknik direktör Lucescu unutulmadı. Rumen teknik adamın medya başta olmak üzere, Türklere hakaretleri kınandı. Hıncal Uluç'un şu sözlerine katılmamak mümkün değil: "Bu pişkin Federasyon Başkanı daha ne kadar kalacak. Aynı şekilde Lucescu..."