Lise yıllarının geleneksel yiyecekleri vardı. Bunların pişirilmesi ve servisinde en büyük yardımcı, sınıfların kocaman sobalarıydı. Bildiğiniz ya da duyduğunuz teneke şeyler. Kestaneleri çizip bunların üstünde kebap yapardık. Hatta, taşıdığımız kumların içine bile yerleştirirdik. Zaman zaman da sevdiğimiz ya da sinirlendiğimiz hocalara bu yolla oyun tezgahlardık. Mesela bu kızgın kumların içine kesmeden yerleştirdiklerimiz öyle bir patlardı ki ortalık yangın yerine dönerdi.
Askerlik dersi veren subay hocalarımızı genelde severdik. Ancak kimileri bizi kızdırırdı. Hele bir tanesi vardı ki, devamlı açık arardı. Okuldan kaçan iki arkadaşımızın bir grup tarafından nasıl dövüldüklerini görüp, sınıfa gelince ballandıra ballandıra anlatmıştı. Attığı kahkahalar içimize oturmuştu. Ona özel intikam planı hazırladık. Perşembe günü ikinci saat onundu. Kebapçılar erken geldi. Soba iyice harlandı. Kumların içine cephaneleri çizmeden gizledik.
Sürpriz patlamalar
"Dikkat" komutuyla içeri girdi. Hemen gırgıra başladı; "O geçen hafta dayak yiyenler nerde". Kimseden çıt çıkmadı. Komutanın ders vermeye niyeti yok. Dalga geçmeyi sürdürüyor. Tam bu sırada "güm, güm" sesleriyle patlamalar başladı. Bizimkinin ilk tepkisi "yandım anam" şeklindeydi. Bir tanesi tam gözünün üstüne isabet etmişti. Kendini hızla dışarı attı. Kahkahalarımız dinmek bilmiyordu. Bir kaç dakika sonra "kahramanımız" geri döndü. Yanında da baş muavin. Bu müdür yardımcısını sever ve sayardık. Ağır bir tonla fırçalamaya başladı; "Bu patlayan kestaneler işini kim veya kimler tezgahladıysa ortaya çıksın". Beklemeye başladı. Yine kimsede tık yok. Döndü arkasını ve "Hepinizi Disiplin Kurulu'na vereceğim" diyerek çekti gitti.
Kayboluş
Bu işlemin ne zaman uygulanacağını tahmine çalışırken sürpriz gelişme yaşandı. Askerlik hocamız yok olmuştu. Olayı gururuna yedirememişti. Bizi bıraktığı gibi, başka hiçbir okulda da ders vermediğini öğrendik. Bu subayın ismini vermek istemiyorum. Ancak daha sonra Jandarma Genel Komutanlığı'na geldiğini, orgeneralliğe kadar yükseldiğini söylemekle yetineceğim. Kendisine rahmet dileklerimi yolluyorum. Umarım bizleri yani "kestane bombacıları"nı affetmiştir.