Merhum Vehbi Koç'un hangi takımı tuttuğunu bilir misiniz? Ender Tercüman gazetesi ziyaretlerinin birinde -aslında bana fırça atmaya gelmişti- epey sohbetimiz oldu. Yanında zamanın Migros Genel Müdürü Bülent Özaydınlı vardı. Vehbi Bey boncuk gibi gözleriyle bana kötü kötü bakarken "Her şeyi anladım da, o başlık neydi öyle" diye sordu. Merter'de yeni açılan şubelerinde, sebze-meyve fiyatları uçmuştu. Ben de oturup mukayeseli fiyat tablosu çıkarttım. Migros'un etiketleri Nişantaşı'ndaki manavları sollamıştı. Bire bir fişleri alınmış, gerçek rakamlardı. Sadece başlık ağırdı; "Bu soyguna kim dur diyecek?" Anlayacağınız ziyaretin sebebi hikmeti buydu. Konuyu allem ettim kallem ettim futbola çevirdim. Özaydınlı'nın Fenerbahçeli olduğunu tüm Türkiye biliyordu. Vehbi Bey'in ise 2 takımı olduğunu ortaya çıkardım. Süleyman Demirel gibi "Gizli Beşiktaşlı" idi. Ankara'da da Gençlerbirliği'ni tutuyordu. Hatta Kırmızı-Siyahlı takımın ilk lokalini açtığı yeri onlara kendisinin verdiğini söyledi. "Sıkı taraftar mısınız?" dediğimde "Maç olduğunda ilgilenirim" diyerek yine beni pataklamaya döndü.
İki belgesel
Babamın "suyun ütesi" diye sınıflandırdığı bir ailedendi Cavcav. Yani, Rumeli Muhaciri. Birkaç kez aynı ortamı paylaştım. Ancak, gerçek anlamda Lig TV'deki belgeselde tanıdım. Ersin Özel'in hazırladığı bir başka belgeselde ise bunlar tekrarlandı. Özel'in 8 kişilik grafik ekibi -başlarında Fethi Kara var- olağanüstü çizimlerle ödüllük bir yapım oluşturmuşlardı. 2015 senesine ait bu çalışma için "iyi ki yapılmış" diyorum. Aslında merhumun kendini anlatması çarpıcı. Denizi ilk kez askerlik için geldiği İstanbul'da gördüğünü itiraf ediyor. Ailesinin bulduğu kızlarla evlenmemek için kaçışları komedi dizisi gibi. Sonunda Nazan Hanım'ı buluyor. Hem de kızcağızı eşekli manava seslenirken keşfediyor.