Sağ ayağımın kurtarılması müdahalesi yapılmıştı. Bu yürüme aracım askıdaydı.
Kapı açıldı ve önce genç meslektaşım Murat Ongun girdi. Ardından çiçeği burnunda Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu. Birkaç kişi daha vardı. En geride de başhekim ve en büyük korumam genel cerrah Atilla Yılmaz. Tüm mide, kalp, ayak ve göz ameliyatlarıma girmiş birisi.
Tesadüfe bakın yakın zamanda hizmete giren Beylikdüzü Devlet Hastanesi'nin başında.
Bir şeyler yapıyor
Murat'a Nur Batur'un yeni çıkan kitabından söz ediyorum. Son çalışmasında ondan övgüyle bahsettiğini anlattım. Yanıma aldığım birkaç kitaptan biri o. Almak istemedi ama zorla verdim. Bu arada gözüme biri takıldı. İçinde bulunduğum hasta yatağımın ayaklarıyla oynadığını fark ettim. Bu Ekrem İmamoğlu idi. Yerde iki büklüm olmuş ayakları ayarlamaya çalışıyordu. Arada yarım gözle bana bakıp rahatsız olup olmadığımı kestirmeye çalışıyordu. Amacı çok netti; "beni rahat ettirmek."
İBB'nin başkanlığını kazanan isim işte bu. Daha o gün notumu verdim: "Kendisini insanlara adamış bir sembol."